Bilindiği üzere hac yapmak dinimiz İslam’ın beş temel şartından birisidir. Her gün beş defa kendisine yönelerek namaz kıldığımız- ayeti kerimede ifade edildiği üzere- bütün bir insanlık için hidayet kaynağı olan- kabe’yi görmek, onu tavaf etmek, haccın diğer rükünlerini de yerine getirerek hacı olmak, aynı zamanda alemlerin efendisi olan Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin Medine’de bulunan kabri şeriflerini ziyaret etmek, Mescid-i Nebevi de namaz kılmak, sahabe efendilerimizin yaşadıkları topraklarda onların hatıralarının izini sürmek her inanan gönlün, her müslümanın en samimi bir arzusudur. Bundan dolayıdır ki 1400 yıldır müminler o Mukaddes beldelere gitmeye can atmışlardır.
Ancak Tabii ki Hac gibi uzun bir yolculuğa çıkmak belli bir ekonomik gücü, sağlıklı olmayı, aynı zamanda yol güvenliğinin bulunmasını gerekli kıldığından, o mübarek beldelere gitmeyi arzu edenlerin bir kısmı bu arzularına ulaşırken bir kısmı da -adı geçen şartlara sahip olamayanlar da – sürekli bulunmuşlardır. Onlar hacca gidememiş olmanın hasretiyle hayatlarını tamamlayıp gitmişlerdir. Bu durum günümüzde de değişmemiş aynen devam etmektedir. Zira bugün ulaşım imkanları çok gelişmiş, yolculuk çok kolaylaşmış, hatta birçok insanımız maddi anlamda da bu imkana sahip olmuş olmakla beraber, hac mevsiminde o mübarek yerlerde oluşan aşırı yoğunluktan, izdihamdan dolayı her ülkeye belli kotalarla kontenjan tanınır olmuş ve insanlar ancak kura’dan çıkmak suretiyle bu farizayı yerine getirme imkanına sahip olabilir olmuşlardır.
Bugün Suud hükümeti tarafından ülkelere nüfuslarının binde biri oranında bir kontenjan verilmekte, böylelikle ülkemizden de yılda 84-85.000 civarında hacı adayı o mübarek yerlere gidebilmektedir. İki milyonun üzerinde kişi ise bir sonraki yılda yapılacak kura’da çıkmayı umut ederek beklemektedirler. Yani imkanlar şartlar ne kadar değişirse değişsin sürekli olarak oraya gidebilenler olduğu gibi gidemeyip oranın hasretini yüreğinde hayatı boyunca taşıyanlar da olmaya devam etmektedir. Tabi Rabbimiz Teâlâ bu samimi duyguları karşılıksız bırakmayacak, onların bu güzel niyetlerinin ecir ve mükâfatını da şanına yakışır bir şekilde verecektir.
Hac, Allah’ın çağrısına, davetine icabet edip onun evine ziyarete gitmektir. İbadetlerin zirvesidir. Layıkıyla yapılan bir hac ile kişinin bütün günahları bağışlanmış olur. Bu konuda Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: ” kim Allah için hacceder ve hac boyunca kötü ve çirkin söz söylemez, günaha düşmezse, annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak evine, yurduna döner. “(Buhari, Hac, 4)
Böylesine mübarek ve özel bir yolculuğa çıkmadan önce tabii ki bir takım maddi ve manevi hazırlıklarımızın olması gerekir. Maddi anlamda, haccımızı yapacağımız yeterli helal bir paramızın olması, ailemizin, bakımından sorumlu olduğumuz kimselerin hac süresince ihtiyaçlarının karşılanabileceği maddi bir imkanın da olması, varsa maddi borçlarımızın ödenmesi, (belli bir takvime bağlanmış borçlarımız ödeme zamanına kadar tehir edilebilir.) Manevi olarak da aramızda hukukumuz olanlarla helalleşmek, küskün ve dargın olduğumuz kişilerle barışmak, haccın yapılışı ve hacda yapılanların, sembollerin anlamları ile ilgili kitapları okumak, bilgi sahibi olmak, kalben ve ruhen kendimizi bu özel ibadete hazırlamak icap eder.
İçinde bulunduğumuz şu günlerde kurbana, dolayısıyla hacca bir aydan biraz fazla bir zaman kalmış bulunmaktadır. bugünkü yazımızda haccın dinimizin beş temel şartından birisi oluşu ve gidiş şartları ile maddi ve manevi anlamda yapılması gereken hazırlıklardan kısaca bahsetmiş olduk inşallah bundan sonra önümüzdeki birkaç hafta hacda yapılan ibadetlerin sembolik olarak anlamlarından bahsedeceğiz.
Bu günlerde kura’da isimleri çıkmış bulunan hacı adaylarımız, başta Diyanet İşleri başkanlığımızın olmak üzere değişik şirketlere ait hac organizasyonları ile hacca gitmeye hazırlanmaktadırlar.
Rabbimiz Teala onlara huzur ve afiyet içinde sağlıklı bir şekilde haclarını yaparak tekrar yurtlarına, yuvalarına dönmeyi nasip etsin. Henüz gitmemiş olanlara da en kısa zamanda gidebilmeyi nasip etsin amin.
Halil İbrahim Sabırlı
İlçe Müftüsü
Yorumlar kapalı.