Yenisey yazıtları, Güney Sibirya’da bugünkü Hakas ve Tuva Cumhuri¬yetleri içinde kalan Yukarı Yenisey vadisinde, bu ırmağa veya kollarına dökülen Tes, Tuba, Uybat, Abakan; Kemçik, Çaa Köl, Bayın Köl, Uyuk, Turan Elegest gibi akarsuların yakınlarında bulunan Köktürk harfli yazıtlar¬dır. Üzerlerinde tarih bulunmadığı için ne zaman yazıldıkları tartışmalıdır.
V. Thomsen Yenisey yazıtlarındaki harflerin daha ilkel olması sebebiyle, alfabenin Yenisey bölgesine Köktürk bengü taşlarından önce, 6. veya 7. yüzyılda ulaşmış olduğu görüşündedir. Ancak Uygurlardan (840′tan) sonra da buralarda kullanılmış olabileceğini tahmin etmektedir (Thomsen 2002: 77). W. Radloff a göre yazıtlar 7. yüzyıl sonu ile 8. yüzyıl başına; P. M. Melioranski’ye göre ise 5-7. yüzyıllara aittir (Şükürlü 1993: 27). H. N. Orkun ve A. Caferoğlu da harflerin iptidailiği sebebiyle Yenisey yazıtlarının Köktürk bengü taşlarından önce meydana getirildiğini düşünürler (Orkun 1940: 18; Caferoğlu 1958: 116). Ancak L. Bazin’in tarihlendirme çalışmala¬rından sonra (Bazin’e bak !) Yenisey yazıtlarını 9-10. yüzyıl ürünü kabul eden görüş yaygınlaşmıştır.
A.M. Şerbak ve İ. Kormuşin bu yazıtları 9. yüz¬yıla; L. R. Kızlasov ise 9-10. yüzyıllara ait kabul eder (Şükürlü 1993: 27). T. Tekin de Yenisey yazıtlarının 9-10. yüzyıllara ait olduğunu düşünür (Tekin 2000: 17). Yenisey yazıtları çoğunlukla Kırgızlara ait kabul edilir. Bunun sebebi, eski Kırgızların bu bölgede yaşamış olmasıdır. Ancak bütün Yenisey yazıtla¬rının Kırgızlara ait olduğu konusunda kesin kayıtlar yoktur.
Yazıtların hiçbi¬rinde Kırgızlara aidiyeti belirten bir ifade bulunmamaktadır. Aksine diğer Türk boylarına ait olduğu anlaşılan yazıtlar vardır. Tuba yazıtlarında “Türgiş kavminin içinde ben beğ idim”; Barık yazıtlarında “Altı Oğuz kavminden on üç (yaşımda) ayrıldım” gibi ifadeler geçmektedir(Orkun 1940: 18). Bunlara bakarak Yenisey yazıtlarının çoğunlukla Kırgızlara ait olduğuru; ancak ba¬zılarının da Türgiş, Oğuz gibi diğer boylara ait olabileceğini söyleyebiliriz.
Yukarı Yenisey vadisi, Köktürk harfli metinlerin en bol bulunduğu böl¬gedir. Köktürk harfli metinler, Köktürk bengü taşlarından çok önce bu böl¬gede keşfedildiği gibi, keşifler bugün de devam etmekte ve yazıtların sayısı sürekli artmaktadır. Bu sebeple Yenisey yazıtlarına ad yanında numara ver¬mek özellikle son yayınlarda yaygınlaşmıştır. Yazıtları ilk defa okunuşları ve tercümeleriyle yayımlayan (1895) Radloff’ta 40 Yenisey yazıtı vardır.
Bu sayı Hüseyin N. Orkun’da (1940) 47′ye, Sergey Malov’da (1952) 51′e çık¬mıştır. D. D. Vasilyev’in Korpus’unda (1983) 145 Yenisey yazıtı tavsif edilmektedir (Sertkaya 1995: 200-201). Özönder 185 Yenisey yazıtının adını vermektedir (Özönder 2002: 468-469). Yenisey yazıtlarının birçoğu üzerinde çalışılmış; fakat henüz tamamı işlenmemiştir.
Yorumlar kapalı.