YEMEK SOFRASI EDEP SOFRASI -3-
Evin küçük üyeleri büyüklerine daha edepli, saygılı olmayı; büyük üyeleri de küçüklerine karşı daha şefkatli, lütufkar olmayı, en iyi böyle zamanlarda, dolaylı olarak öğrenir. Başkasının sözünü kesmeme, kendi önünden yeme, yemeğe besmele ile başlayıp hamdele ile bitirme, ağzındaki lokmayı bitirdikten sonra konuşma, yemek için teşekkür edip beğenmemezlik etmeme gibi daha pek çok görgü ve nezaket incelikleri ailece paylaşılan sofralardan sonra kalır zihinlerde. Evde böyle sıcak ortamlar yakalandıktan sonra çocuklara sayfalar dolusu nasihat aktarmanın, iyi aile olunduğunun defalarca tekrar edilmesinin gereği de kalmayacaktır.
Sofra kültürümüzün ailede önemi ile ilgili Din Eğitimi Uzmanı ve Araştırmacı Yazar Eyyüp Beyhan, tasavvufi bir bakışla şu hususların altını çiziyor: “Tasavvufi anlayışta sofra adabı, dervişin yemeğe ibretle bakmasını, gafletten uzak, güzel niyetlerle ve az yenmesini gerektiriyor. Büyüklerimiz yemeği mümkün mertebe aile efradıyla ve mutlaka; besmele çekerek, Allah’ın kendilerine ihsan ettiği nimetlere şükrederek, yemeği yerken Allah için bedenine can, kan olsun, daha iyi kulluk için güç olsun düşüncesiyle, nefsinin iştihasıyla değil de Allah’ın huzurunda bulunmanın edebiyle, çoluk çocuğunun, aile efradının yanında güzel örnek ve ilgili anne-baba olmakla… Ve daha bunun gibi pek çok güzel düşünceyle ama illa ki gafletten uzak olarak yerlerdi. Bizlere düşen de ahir zamanın şipşak yemekleri, gelişigüzel sofraları, ayaküstü atıştırmaları, tv karşısı soğuk sofraları yerine kendi kültür ve inancımıza uygun olanı tercih etmektir.
Yediklerimiz önce midemizde, ardından ruh ve gönül dünyamızda sindirilir. Çok yedikten sonra ibadetten tat alamama yalnızca mide rahatsızlığı ile bağlantılı değildir. Topraktan yaratılan bedenimizin nur ile süslenmesi mucizesi, bedenimize giren maddi unsurlarla iç içedir. Haram lokma almış bedenin yapacağı ibadetlerin tesirli olmayışında bunun da etkisi kaçınılmazdır. Yemeği acıkmak, hasta olmamak, sağlıklı yaşamak gibi nedenlerle yiyoruz ve bazen çok fazla tüketiyor, bazen de geçiştiriyoruz. Oysaki yeme-içme anları hem kendi nefsimiz hem de ailevi bütünlüğümüz açısından son derece önemli. Tasavvufi çerçevede nefis terbiyesinde nasıl ki nefsin beslendiği yemek vakitlerine dikkat edilmiş ise ailenin manevi terbiyesinde de sofra başı edepleri ve muhabbetleri o denli kıymetlidir.”
Yorumlar kapalı.