Dünya telaşı içerisinde bir koşturmaca devam ederken üç aylar gireli altmış gün oldu ve bu gece nasip olursa ilk sahura kalkacağız ve ilk orucumuzu tutacağız. Üç aylar ve bu aylarda yer alan mübarek geceler, duaların Allah’a arz edilmesi, pişmanlık gözyaşlarıyla günahların silinmesi, yapılan ibadetlere verilen sevabın katlanması bakımından biz aciz kullar için bir fırsattır, hem de kaçırılmaması gereken büyük bir fırsat. Peki, bu büyük fırsatı nasıl değerlendirmeliyiz?
Öncelikle böyle zamanlarda kulluğumuzu gözden geçirerek, eksik ve hatalarımızı ele almalı ve bunları düzeltebilmenin yollarını aramalıyız. Yani hesaba çekilmeden önce burada kendimizi hesaba çekmeliyiz ki ahiretteki hesabımız kolay olsun. Bunun için de “ahiretin tarlası” olan dünyada güzel şeyler ekip biçelim ki, karşımıza güzel şeyler çıksın.
Bu mübarek ayları, özellikle de ramazan ayını günahlarımızın affı için bir fırsat bilmeli ve bol bol tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız. Özellikle Müslümanların içinde bulunduğu sıkıntıları düşünerek dua edip Allah’a yalvarmalıyız. Eğer kaza namazlarımız varsa bunları kılmalı, kaza namazımız yoksa bile, çokça nafile namaz kılmaya çalışmalı ve özellikle geceleri iyi değerlendirmeliyiz. İmkanımız nispetinde çokça Kur’an-ı Kerim okumalıyız.
Akrabalarla, komşu ve dostlarımızla olan yakınlığımızı bir kat daha arttırmalı ve yapacağımız ziyaretlerle onların gönlünü almalıyız.Etrafımızdaki fakir fukaraya yardım etmeli, imkanımız ölçüsünde sadaka vermeliyiz. Çünkü bu zaman dilimlerinde vereceğimiz sadakalar veya zekât bize diğer zamanlarda yaptığımız hayır hasenattan kat kat fazla sevap getirecektir.
Üç aylar ve mübarek geceler, özellikle de ramazan ayı, öncelikle Rabbimize, ailemize, akrabalarımıza ve ülkemize karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hatalarımızdan ve günahlarımızdan tövbe etmemize vesile olmalıdır. Nitekim yüce Allah, engin rahmetine sığınıp tövbe etmemizle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “(Ey Muhammed!) De ki: Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin, doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer, 39)
Ramazan-ı Şerifin öncelikle kendimize, ailemize, Tosyamıza, ülkemize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini, iyiliklere, güzelliklere, güzel şeylere vesile olmasını, kalplerimizin birlikte atmasına, artık ufak dünyevi menfaatler için değil de memleketimizin hayrı için, insanlarımızın selameti için birleşmesine, birlikte gülüp, birlikte ağlamamıza (Rabbim ağlatmasın), daha nice nice Ramazanlara erişmemize vesile olmasını temenni ederken, lütfen evine iftarda bir sıcak pide getiremeyen komşularımızın var olduğunu, vebalinin belde halkımız olarak hepimizin olduğunu hatırlayalım olur mu? Hoşçakalın.
Yorumlar kapalı.