Günlerce, belki haftalarca üzerinde yazı yazılması, konuşulması, değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu için ve özellikle de yarınlarımız için önem verdiğimiz ve yazmaya devam ettiğimiz bir mesele. Bugün mübarek Cuma ve biz yine gençlik üzerinden mesajlarımızı, almak isteyenlere duyurmaya çalışacağız.
Gençlik deyince çoğumuzun aklına artık üniversite gençliği gelmeye başladı doğal olarak. İlçemizde de hatırı sayılır bir sayıya ulaşan üniversite gençliğinin, her yerde olduğu gibi burada da karşısına çıkan en büyük problem, barınma problemi… Bundan belki yirmi yıl öncelerde, Tosya’da yüksekokul ya da fakülte açılması olayı gündeme geldiğinde, bugün tam aksini savunan bazı kişi ve gruplar üniversite karşıtı bir eylem başlatmışlardı. İlçemizde üniversitenin faaliyet göstermesinin ahlaki yapımızı, gençlerimizi, ailelerimizi olumsuz etkileyeceğini ileri sürmüşler, bunun için de açılmaması yönünde imza kampanyası başlatmışlardı. O zaman söylediğim şeylerin bugün de arkasındayım. Dışarıdan birileri geldiğinde veya geleceğinde, bunların içinde kötü niyetli, bozuk karakterli insanlar olabileceği gibi temiz, örneklik teşkil edecek, şehrin gelişimine olumlu katkı sağlayabilecek insanlar da olacaktı. Nasıl ki yaşadığımız şehirde her şey güllük gülistanlık değil, nasıl ki yaşadığımız toplumdaki herkes iyi niyetli insanlardan oluşmuyorsa; gelişmeyi ve bölgesinde söz sahibi olmayı amaçlayan bir ilçeye dışarıdan gelecek olanlar da homojen bir yapıda olmayacaktı.
Neticede geç de olsa yüksekokulumuz faaliyete geçti, barınma konusunda sıkıntılar olsa da öğrenci sayısı giderek artmaya devam etti ve eminim ki daha da artacaktır. Peki Tosyalılar olarak bize düşen nedir? Her şeyden önce fırsatçılığı bir kenara bırakacağız. Zaten az sayıda hemşehrimiz öğrenciye ev kiralamakta bir beis görmüyorken, bunu fırsatçılığa çevirip evlerimizi ederinin çok üzerinde kiraya vermekten vazgeçmeliyiz. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Kendi çocuklarımız için olmasa bile en azından bir yakınımızın çocuğu için, gurbette yer bulamama sorunuyla hepimiz yüzleşmişizdir. Burada gurbete gelip de hiç tanımadığı bir ortamda zaten tedirgin olan evlatlarımızla ilgili empatikurup, yarın kendi çocuklarımızın da başına böyle şeyler gelebileceğini asla unutmamalıyız.
Bırakın Tosya gibi ilçeleri, nice Büyük şehirde bile yurt ve barınma sorunu çözülememişken ve yurt yapılabilecek bir çok binamız atıl ve kullanılmaz halde boş bekletilirken, bir de üstüne fahiş fiyatlarla barınma teklifleri eklenince belki çok daha fazla sayıya ulaşacakken geri dönenler yüzünden düşük seviyelerde kalan kayıtların bir sorumlusu da biz Tosyalılar olmaktayız.
Su-i misal, misal değildir, kötü bir örnek, örnek kabul edilmez düsturundan yola çıkarak olaylara iyi tarafından bakmalı, şehrimize gelen iyi insanlardan nasıl istifade ederizin derdinde olmalı, gelen gençlere kurbanlık koyun muamelesi çekmemeliyiz.
Unutmamalıyız ki Peygamber Efendimiz (SAV): “İlim öğreneni Allah ummadığı yerden rızıklandırır.” buyurmuştur. Bizler neden o umulmayanlardan biri olmak yerine, zulmedenler tarafında yer alalım ki? İlim tahsil edip de faydasını görmeyenlerin ya da ilmiyle amel etmeyenlerin durumu, bizim hüküm verebileceğimiz bir konu olmadığından, bize düşen bu yola çıkan kimselere elimizden geldiğince yardım edebilmektir.
Yine unutmayalım ki, buraya okumak için gelen gençler bizlerin misafiri ve aynı zamanda da aileleri tarafından bizlere birer emanettir. Eğer bir yanlışlarını veya zor durumda kalmış hallerini görürsek yine Allah Rasulu (SAV)’in uyarısı doğrultusunda hareket etmeliyiz: “Kim, müslüman kardeşinin namusunu ve şahsiyetini korursa, Allah onun yüzünü kıyamet gününde cehennem ateşinden uzak tutar”. Hepinizin Cuması hayırlara vesile olsun. Selam ve dua ile…
Yorumlar kapalı.