Geride bıraktığımız Pazartesi günü Başbakan Habertürk tv’de Yiğit Bulut’un sunduğu Sansürsüz programına katılmış ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)’ın Anayasa referandumu konusundaki tutumunu eleştirmişti. TÜSİAD Yönetim Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasının ertesi günü sarfettiği ‘Bitaraf olan bertaraf olur’ şeklindeki sözlerine ilişkin alel acele yazılı bir açıklama yaptı. İşte TÜSİAD’ın cevabi nitelikteki açıklamada;
TÜSİAD’ın görüşlerinin, 25 Mart 2010’da TÜSİAD’ı ziyaret eden hükümet temsilcilerine sözlü olarak iletildiği ve aynı tarihte kamuoyuna duyurulduğu, 13 Nisan 2010’da TÜSİAD Parlamento İşleri Komisyonu’nun TBMM ziyareti kapsamında siyasi parti gruplarına ve ilgili TBMM komisyon başkanlarına sunulan görüşlerin, Sayın Başbakan’la 14 Temmuz 2010 tarihinde yapılan görüşmede de dile getirildiği, ayrıca, anayasa değişiklik teklifinin açıklandığı günden bu yana yapılan tüm basın temaslarında bu konudaki görüşler tekrarlandığı ifadelerinin yanı sıra;
“TÜSİAD, tüm bu süreç boyunca, halk oylamasının sonucunun evet veya hayır olarak çıkmasının Türkiye’nin yeni bir anayasaya duyduğu ihtiyacı ortadan kaldırmayacağını savunmuştur. Anayasa, birlikte yaşamayı sağlayan toplumsal sözleşmedir. Bu düşünceyle TÜSİAD, katılımcı bir süreçle hazırlanacak, bireyi öne çıkaran, kuvvetler arasında kontrol-denge mekanizmalarını içeren ve çoğulculuk anlayışını esas alan yeni bir anayasa çağrısında bulunmaya devam edecektir. Referandum sürecinin yarattığı olağanüstü siyasi kutuplaşmanın yeni anayasa hazırlığı sürecini zorlaştırmaması da dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
TÜSİAD’ın çalışma geleneği, kamu yararına bir dernek olarak, yıllar içinde yaptığımız raporlarla oluşan müktesebatımız çerçevesinde kamuoyuna ışık tutmaya çalışmaktır. Referanduma giden son anayasa değişiklik teklifi ile ilgili olarak da bu çerçevede bir çalışma ve sonrasında bir açıklama yapılmıştır. Referandum, seçmenlerin hür iradeleri ile tercihlerini ortaya koyacakları bir halkoylamasıdır. TÜSİAD Yönetim Kurulu bir referandum veya seçimden önce oy tercihi açıklamaz. Kaldı ki, hiçbir kurum veya kişi, herhangi bir konuda, tercihte bulunmaya veya bu tercihini açıklamaya zorlanamaz” denilmektedir.
Açıklamanın bundan sonrası vahim; TÜSİAD da bir çok siyasinin düştüğü hataya düşüp, milleti balık hafızalı, dünü unutan, TÜSİAD’ın hükümetler üstü bir güç olarak Türkiye’yi kendi çıkarları doğrultusunda istediği gibi evirip çevirdiği zamanların üstünü örterek, TÜSİAD’ın da aralarında bulunduğu bir grup sivil toplum kuruluşunun 2001 yılındaki anayasa değişikliklerini destekleyen ilanının, TBMM’de üzerinde uzlaşılamadığı için halkoyuna sunulan bir metne değil, tam tersine TBMM’de sağlanan uzlaşma ile hazırlanmış bir metne ilişkin olduğu ve TBMM’yi muhatap aldığının unutulmaması gerektiği ifade edilen açıklamada, TBMM’ye çağrıda bulunmakla, vatandaşlara belli bir yönde oy kullanmaları çağrısı yapmanın kıyaslanamaz iki ayrı durum olduğu belirtildikten sonra, “TÜSİAD bitaraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasiden ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve vesayetin kaldırılmasından yanadır. Türkiye’nin demokrasi içinde gelişmesi ve refahı vazgeçilmez hedefimizdir. Durum böyle iken, bir sivil toplum örgütüne ‘bitaraf olan bertaraf olur’ şeklindeki bir uyarı, talihsiz bir yaklaşım olmuştur ve çağdaş demokrasilerde sivil toplumun rolünü güçlendirici bir görev görmeyecektir. Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin, çağdaş sivil toplum anlayışının gereğini yerine getirerek, ancak bertaraf olma endişesi duymadan, daha müreffeh bir Türkiye’ye katkı sağlayacağından şüphemiz yoktur” denilerek tam bir sureti haktan yana gözüken ikiyüzlülük örneğine imza atmıştır.
Dünü hatırlayanlar bilirler ki, TÜSİAD’ın burnunu sokmadığı, raporlama adı altında kendi çıkarlarına uygun düşünce ve kanaatleri dayatmadığı herhangi bir toplumsal konu gösterilemez. İnanç eğitiminden ülke yönetimine, IMF soygunundan köy kalkınma kooperatiflerine, dış ilişkilerden parlamento çalışmalarına TÜSİAD’ın pörtföyünde burnunu sokmadığı hiçbir eksik yokken, bugünkü suret-i haktan bir görünüme bürünmesinin altında yatan çapanoğlunu da bu halk sezgileri ile değil, artık deneyimleri ile biliyor. Belki tek talihsizlik, böyle bir ikiyüzlülüğün sergilendiği dönemin başında hemşehrimiz Cem Boyner’in demokrat olarak bilen eşi Ümit Boyner’in TÜSİAD Başkanı olması…
Yorumlar kapalı.