Hababam sınıfı romanı ve altı bölümde beyaz perdeye uyarlanan Hababam Sınıfı filmiyle tanıdık onu…
Rıfat Ilgaz; Cide doğumlu, soyadı kanununda soyadını Ilgaz dağından almış bir öğretmen ve usta bir edebiyatçı… Yıllarca öğretmenlik yaptı, özellikle gelecek nesiller için hikaye, şiir ve romanlar yazdı. Milli Egitim Bakanlığı’nın tavsiye ettiği “100 Temel Eser” arasına da “Halime Kaptan” kitabıyla girdi…
Doğduğu memleketi Cide’nin girişinde; “Ne iyi etmişte anam beni bu canayakın memlekette doğurmuş” sözleri karşılar sizi…
Yıl 1943… Tosya için çok zor, çok kayıplar verdiğimiz bir yıl… Rabbim ne Tosya’mıza ne de memleketimizin hiç bir yerine bu acı ve felaketi bir daha yaşatmasın. Tosya’mızda deprem o kadar yıkıcı ve kalıcı hasarlar bırakmıştır ki; adeta bu tarih Tosya için bir milat olmuştur. Büyüklerimiz o acı günü bir tarih bellemiş; bir şeyin oluşu, doğuşu, kuruluşu vs… Hep depremden önce depremden sonra diye tarif edilmiştir.
Peki; Rıfat Ilgaz’ın Tosya ile bağlantısı nereden geliyor.
Elbette TOSYA ZELZELESİ adlı yazdığı şiirinden.. Ölmeden mezara girmek ve o mezarda son nefesini verinceye kadar günlerce beklemek.. Bu, yerin altına girenlerin felâketi… Ya üstünde kalanlar ? Soğuk.. karlı kış gecelerinde, zifir gibi karanlıkta, belki üstünde bir pijama bile olmaksızın sokağa fırlamış ve yeraltında kalan sevdiklerini kurtarmak için tırnakları ile toprağı eşmeye, beton blokları kaldırmaya çalışan zavallılar, çaresizler… Rıfat Ilgaz’ın mısraları ile “Tosya Zelzelesi”nden bir bölüm;
Bu akşam başı dumanlı Ilgaz’ın
Devrek’in üstünde bulutlar,
Havada yağmur ağırlığı…
Kepenkler erken çekildi,
Hanönü’nden dağıldı memurlar
Kısa kesti paydos düdüğünü
Çeltik fabrikası…
Sustu dokuma tezgahları
Durdu ikibin mekik
İkibin dokumacı vardı, uykuya
Saat 1’i 35 geçiyor…
Köpekler silkindi uykudan…
Değişti bir anda manzara,
Canlı, cansız devrildi ne varsa ayakta,
Yok oldu insan emeği…
Döküldü sokaklara insanlar
Ölüler kaldı yerinde
Çocuğunu emziren kadını,
Soğudu memesinde sütü…
Bozuldu, tezgâhlar, düzenler,
Mekik tutan eller kırıldı;
Yarın Çeltik fabrikası işbaşı çalamaz
Artık uyandıramaz çalsa da,
Yedi yüz Tosya’lıyı uykudan !
Yazan: Rıfat ILGAZ
Evet; Rıfat Ilgaz’ın bu şiiri daha uzun ve detaylı, ben sadeleştirdim ve kısalttım. Yazar, şiirde o deprem anını çok ayrıntılı ve mükemmel anlatmış. Ayrıca şiirde Tosya’ya has ve Tosya’mızın o günki ekonomik ve sosyal yaşam şeklini de şiirden öğrenebiliyoruz.
Bugün yaşı ellinin üzerinde olan her Tosyalı, sabah ve öğle saatlerinde çalan fabrika borusunu çok iyi anımsıyordur. Hatta saatini dahi fabrika düdüğünün çalışıyla ayarlayanlar varmış. Şiirin tümünü okursak o yıllarda da pazarın çayboyuna kurulduğunu, Tiftik işçilerini, dokumacılığın evlerde, tezgâhlarda mekiklerle yapıldığını, pirinç tezgahları vs.. Rıfat Ilgaz mükemmel gözlemlemiş Tosya’yı…
Bugün görüyoruz ki, Tosya’nın insanı o kadar azimli ve çalışkan ki, tamamen yıkılan o şehir Allah’ın izni ile bugün yeniden kurulmuş ve çoğu ilimizin dahi sahip olamadığı konutlara, dükkanlara, fabrika ve atölyelere sahip olmuştur. Rabbim bir daha böyle acılardan bizleri muhafaza eylesin. Rıfat Ilgaz’ı da, o depremde vefat edenleri ve bütün geçmişlerimizi de Mevla(c.c) rahmet eyleye…
Teoman Hakan Evlioğlu
Yorumlar kapalı.