‘Susuyorum ama konuşamıyorum’
‘Bir Kap Su Bulunduralım’
Şüphesiz en vefalı dostlarımızdan biridir hayvanlar. Kimi zaman onları bir dosttan daha öte görürüz. Eskiden hayvanlara sevgi besleyen,onlarla içli / dışlı yaşayan bir toplum olduğumuzdan,mahlukata sevgi ile bakar,bir bakıma daha duyarlı olurduk. Kimimiz kuşlara, balıklara,kimimiz atlara pek düşkündük. Evlerde kafeste beslenen ötücü kuşların yanında, içlerinde rengârenk balıkların süzüldüğü akvaryumlar da çoğunlukta idi Zaman her şeyi değiştiriyor. Şimdilerde geçim sıkıntısı ve telaşı içinde hayvanlara olan ilgi de azalma noktasına geldi. İlçemizde de sokakta yaşayan tek telaşı karnını doyurabilmek olan bir çok hayvan bulunmakta. Bizler yaşamı ortaklaşa yürüttüğümüz dostlarımızı korumalıyız. Onlara karşı daha duyarlı olabilmek için elimizden gelenin en iyisin yapmak boynumuzun borcu olduğunu düşünüyorum. Tasavvuf bilimine kendi damgasını vurarak belirleyici rol oynayanlardan biri olan miskin Yunus, derviş Yunus, insanı şaşırtan yaklaşımını şöyle dile getirmiştir: “Yaratılmışı severiz Yaratan’dan ötürü. “ Bu ifade hayvan sevgisini de ortaya koyan anlamlı bir hatırlatmadır. Ayrıca artık günümüzde hayvanlar büyük ilgi konusudur. Esikden bazı sorular tepki alma korkusuyla sorulamiyordu belkide. Şimdilerde, “hayvanlar birbirlerine âşık olurlar mı, bir yakınlarını yitirdiklerinde yas tutarlar mı, utandıkları olur mu?” gibi soruların sorulmasında hiçbir sakınca görülmüyor. Hayvan davranışı ve nörobiyolojiyle ilgili son araştırmalar, en azından kimi omurgalıların korku, nefret, neşe, kıskançlık, öfke ve şefkât gibi bir dizi duyguyu yaşadıkları konusunda çarpıcı kanıtlar ortaya koyuyor. Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi de toplum yaşantımızda bazı insanlara hayvansal nitelikleri yakıştırabiliyoruz. Bazen bu hayvan isimleri, küfür veya olumsuzluk ifade eden anlamlar yerine de geçiyor “İt,yılan,eşek,ayı domuz…” gibi. Ayrıca onları davranış biçimine göre, sahip olduğumuz tabiat ve huy yapısıyla özdeşleştirebiliyoruz. Bu olumsuz faktör çocuklara yansırken, onlarda hayvanları aşağılama, küçümseme gibi huyların gelişmesine de sebep oluyor. Adı geçen hayvanların küfür malzemesi olduğunu duyan bir çocuğun acaba bir köpeğe sevecenlik duyması, onu bir canlı olarak sevmesi ve yaşam hakkına saygı duyabilmesi mümkün mü?emşerilerimizin bu konuda duyarlı olacağına inanıyoruz. Sokak aralarına, kapı önlerine, mahalle aralarına su ve yemek kabları koyarak sokak hayvanlarını susuzluktan ve açlıktan korumaya çalışalım. Çocuklarımıza hayvan sevgisini aşılamanın onların geleceğine kişilik yapısına büyük katkılar sağlayacağını unutmayalım. Hayvanlara eziyet ve zülme göz yumulmasına da seyirci kalmayalım. Hz. Resulullah’ın bu konuda bizlere bazı uyarıları var:
“Öldürmek istediğiniz, kuduz bir köpek dahi olsa ona işkence yapmayınız.” gibi…
Hayvan sevgisi olmayanın, başka sevgileri de taşıması mümkün görülemiyor.
Aciksöz gazetesi Haber: Hidayet KARA
Yorumlar kapalı.