STRESLİYİZ,NE YAPALIM?-1-
Günlük hayatımızda artık sık sık kullanmaya başladığımız “stresliyim, strese girdim, strese sokma” gibi deyimlerdeki stres nedir? Bu yazı dizimizde bu konuyu irdelemeye çalışacağız birlikte.
İnsanın akıl, ruh, kalp, beden, düşünce ve duygu gibi unsurlardan oluştuğunu hatırlatan Psikolojik Danışman ve Pedagog Mehmet Teber, bu özelliklerimizin herhangi birine ya da bir kaçına birden aşırı yükleme yapıldığında strese gireceğimizi belirtiyor ve stresin tanımını şöyle yapıyor: “Bizi çok zorlayacak bedensel bir iş, ya da yakınlarımızdan birinin başına gelen üzücü olay, aklımızı zorlayan ikilemler bizi strese sokar. Bu durumda stresi insan bünyesini zorlayan talep, yük ve iş bütünü” olarak tanımlayabiliriz.
“Stres artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ekonomik sıkıntılar başta olmak üzere sağlık sorunları, kötü beslenme alışkanlıkları, aşırı yorgunluk, uyku düzensizliği, bireysel nedenler, ailesel ve çevresel etkenler gibi daha pek çok faktörden dolayı insan vücudu zorlanıyor ve baskı altında doğal bir tepki geliştiriyor. Bu tepki cinsiyetler arasında ve kişilik farklılıklarına bağlı olarak değişik şekillerde gözleniyor. Örneğin kadınlar stresi içinde tutmadan paylaşma ve biran önce giderme eğiliminde iken yükselen hormonal değerlerin de etkisiyle daha hırçın ve saldırgan yaklaşabiliyor. Erkekler ise sorunlarını dışa vurmaktan çok kendi içinde halletmeye çabalıyor.”
“Bazen evlerimizde duvardaki prize üçlü bir fiş takarız. Daha sonra o kablolu üçlü fişin prizlerinden birine kablosuz başka bir üçlü priz daha ekleriz. Ve tüm prizleri televizyon, bilgisayar, hoparlör fişleri ile doldururuz. Bu durumda ana prize ve elektrik akımına aşırı yüklenme olur ve sigortalar atar. Ya da priz veya kablolar yanar. Streste de aynı mantık işler. Kişinin duyguları, düşünceleri, kalbi, ruhu ve aklı aşırı yüklemeler nedeniyle tıkanır. Bir başka deyişle bir noktadan birden fazla çizgi geçer. Kendisinden beklenen talepleri karşılamakta zorlanan insan bünyesi kasılır ve zorlanır. Bunun sonucu olarak da stres dediğimiz durum ortaya çıkar.”
Uzmanlar strese neden olan temel faktörleri birkaç başlık altında şöyle özetliyor:
Yoğun Hayat Temposu
Özellikle büyük şehirlerde hayat temposu çok hızlı akar. Bir gün içinde bitirilmesi ve yetiştirilmesi gereken iş çok fazladır. Trafik yoğun, otobüsler kalabalıktır. Geçim zordur. İş yükünün çok, dinlenme vakitlerinin az olması bizi strese sokar.
Tamamlanmamış İşler
Sonuca bağlanmayan her türlü iş, ilişki, görüşme ve çalışma bizim zihnimizi ve bedenimizi meşgul ediyor. Her tamamlanmamış mesele zihnimizi kurcalıyor ve düşünce dünyamızda yer işgal ediyor. Bu işler biriktiğinde stres kaçınılmaz oluyor.
Beklentilerin Fazlalığı
İş yerinde müdürler, evde çoluk-çocuk ve eş, akrabalar, arkadaşlar hep bizden bir beklenti içindedir. Bizim kendi beklentilerimiz ile diğerlerinin beklentisinin çatışması ise bir başka derttir. Bu beklentileri karşılamakta zorlanan insanoğlu ister istemez strese girmektedir.
Kaliteli Dinlenmenin Olmayışı
Hafta içinde yoğun bir tempoyla çalışan bizler hafta sonu maalesef kaliteli bir şekilde dinlenmiyoruz. Sonuç olarak da üzerimizde bir hafta boyunca biriken stresi atamıyoruz.
Tahammül Eşiğinin Düşüklüğü
Sürekli stres içinde geçen bir yaşamın ve bencillik yüklenmiş bir ruhun sonucu olarak tahammül eşiklerimiz oldukça düşmüş durumda. En ufak bir olayda sinirlenip, küçücük bir olumsuzlukta gerilebiliyoruz. Bu da bizim çok kısa sürede strese girmemize sebep oluyor.
Yorumlar kapalı.