Seydiler`in Kapadokyası (Turplar Deresi`ndeki Mezuniyet Kayası)
890 yıllık bir ecdat şehri, Seydiler’deyim. O Seydiler ki, ipek yolunun durağı. Şehit Şerife Bacımın memleketidir.
Turplar Vadisi uzaktan bakıldığında, ortası yemyeşil kenarları yüksek kayalarla çevrili tepesinde şahinlerin uçtuğu muhteşem manzarasıyla doğa yürüyüşü ve fotoğraf tutkunları için çok davetkâr bir güzergâh.
Yoğun bir çalışma gününde, kıymetli zamanından fedakârlık yaparak bana bu yöreyi tanıtan. Seydiler Belediye Başkanı Mehmet ŞAHİN’e teşekkürlerimi iletmek isterim.
Karda, yağmurda, güneşte, köyden birlikte çıkıp tek sıra halinde bu patika yoldan okula gelirdik. Bazen bu ev kayası dediğimiz yerde dururduk. Şimdi kuruyan şu ağaçtan ahlât yerdik. Bu dediğim yaklaşık 40–45 yıl önceydi. Diyor başkan.
Biraz yürüyünce ilginç bir kaya görüyorum. Kocaman kaya kütlesinin ortasında yusyuvarlak bir oyuk. Başkan Bu bizim Kazan kayamızdır diyor. Şekli kazana benzediği için herhalde bu ismi almış diye de ekliyor.
Biraz ilerleyince farklı bir kayanın önünde duruyor ve
—Bak diyor bu kayayı görüyor musun bu kaya bizim mezuniyet kayamızdı. Okuldan mezun olan herkes gelip bu kayaya adını büyük bir gururla yazardı.
Başkan anlattıkça hayrete düşüyorum. İnanılmaz bir gelenek kendiliğinden gelişmiş ve bu güne kadar devam etmiş.
Zorlama yok, büyüklerin dayatması yok. İlkokulu bitiren çocuklar belki de hiç kimsenin okumayacağı, görmeyeceği bir yere kayaya adını yazıyorlar. O yolu kullanan arkadaşlarına, kendinden sonraki kuşağa bir mesaj bırakıyorlar.
—Biz de buradaydık.
Kayaya taşla çizilmiş bir yazı dikkat çekiyor.144 Mehmet Yanık 1936 yazıyor. Hemen yanında biri 1959 yazmış. Başkan kendi yazısını da buluyor. Sadece eskiler mi yazmış hayır, bu gelenek devam etmiş hala da devam ediyormuş. Bu yoldan geçip okula gitme dönemi kapanmış Artık taşımalı eğitime geçmişler ama mezun olanlar yine de gelip bu kayaya isimlerini yazıyorlarmış.
Kayalardaki 2004–2006 tarihleri bunu ispatlıyor zaten.
Bu ilginç ve farklı hikâye ve daha birçok anekdotlarla zenginleşen yürüyüşümüz vadi tabanında devam ederken kendimizi bir anda Aşağı arslanlı mahallesinde buluyoruz. O koskoca vadiyi ne zaman yürüdük, yol ne zaman bitmiş anlamıyorum bile.
Başkanın mahallesindeki Eski değirmeni, Benti, tarihi eser olarak tescil ettirdiği Çantı camisini geziyoruz.
Seydiler’de temeli atılıp bitmek üzere olan Şehit Şerife Bacı Kültür Evi tamamlanınca bu yöreye farklı bir soluk getirecek diye düşünüyorum. Bu Kültür evinde o kayadan “Mezuniyet Kayası”ından bir parçayı ve o kayada isimleri yazılı kişilerin iki satır hikâyesini de görmek isterim doğrusu.
İlk hikâye benden olsun;
Seydiler’e karda kışta okumaya giden kara önlüklü ayakları kara çizmeli küçük çocuklarından biri okulu bitirip diplomasını alınca kömür parçasıyla kayaya kendisinden öncekilerin yaptığı gibi adını yazar.
Yıllar sonra O kayanın başına gelip, kendi yazdığı yazıyı gösterip hikâyesini anlatan kişi şimdi Seydiler Belediye Başkanıdır.
Cebrail Keleş/Kastamonu Postası
Yorumlar kapalı.