*Kavramların değerine uygun bir biçimde kullanılması gerektiği halde, hemen her gün işittiğimiz ve gelişi güzel cömertçe harcadığımız, anlamları derin ve düşündürücü sözcüklerden biri “sevgi”, diğeri de “vefa”dır.
*Sevgiyi tatmayan olmadığı gibi vefanın sözlük anlamının da “sevgide sebat“ demek olduğunu bilmeyen gönül dostu yoktur. Vefa yaşanarak anlaşılabilir, sevgi ise tadarak öğrenilebilir. Tatmadan sevgiden bahsetmek ne kadar boş bir şeyse, yaşamadan da vefadan bahsetmek o kadar abestir.
*Yaradan, insanları sevmek ve sevilmek için yarattı. Hatta kainatın temeli muhabbete, sevgiye dayanır diyen gönül dostları da vardır. Muhabbet olmazsa, muhabbet edilmezse, muhabbet duyulmazsa bu dünyanın sıkıntılarına nasıl katlanırdı insanoğlu. Bunun aksi geçerli olsaydı eğer; duyguların en güzeli, en yapıcısı ve yaratıcısı ve en güçlüsü olan sevgi duygusunu, bizlere derece derece vermezdi. Herkesi aynı oranda sevmemiz pek mümkün olamadığı gibi, herkes tarafından aynı oranda sevilmemiz de mümkün değildir.
*Bu güne kadar harcadıkça artarak güçlenen böylesine görkemli ruhsal bir cevher bilinebildi mi sevgi kadar? Tabi ki hayır. Verdikçe sevgi artar durmadan sevilene karşı, hiç ama hiç eksilmez. Geçmişten bu yana başta Mevlana olmak üzere, birçok düşünürler, yazarlar ve şairler; insanlığın en yüce tekamül değeri olan sevgiyi ve vefayı dile getirmişler ve eserlerini bu asil duygunun güzelliğiyle işlemişlerdir.
*Hayatta insanları birbirine bağlayan, diğer canlıları insana yaklaştıran biricik duygu sevgidir. Sevgi, kalpten kalbe kurulmuş; pürüzü olmayan, leke tutmayan ve engel tanımayan, Nur’dan bir köprüdür. Sevgi kadar gönülleri birbirine bağlayan, kaynaştıran ve kilitleyen yapıcı ruhsal bir başka güç asla düşünülemez.
*Aynaya baktığımız zaman; hayalimizi görebildiğimiz kadarki çabuklukla birbirimizi sevebiliyoruz bazen. Hani şıp sevdi diyoruz ya o türden. Saman alevi gibi, har diye tutuşan, pıs diye sönen. Ne var ki; istediğimiz, aradığımız, beklediğimiz sevgi bu değildir. Bizim için temel amaç; beliren bir sevgiyi beslemektir, derinleştirmektir, sürdürerek vefaya dönüştürmektir. Mevlana’daki sevginin olgunluk düzeyine yaklaştırma çabasını göstermek, gayret etmektir.
*Her çeşit çıkarcı düşüncelerin dışında; bu duygularını besleyerek geliştirmesini ve her fırsatta süreklilikle belirtmeyi başarabilene, kendini bilen iyi insan diyebiliriz. Sosyal yaşantımızda çoğu kez; iyi sandığımız kişilerle olan dostluğumuzda; yakınlarımızla olan ilişkilerimizde ve tüm davranışlarımızda; içtenliğimizi, daha doğrusu, ne olduğumuzu ortaya koyan sevginin ve vefanın sınavını, farkında olmadan vermekteyiz aslında.
Yorumlar kapalı.