Şartlarını taşıyan Müslümanlar üzerine
vacip olan mali ibadetlerden birisi de fıtır sadakasıdır. Dilimize yerleşmiş
olan şekli ile Ramazan fitresidir.
Ramazan
fitresi ramazan ayına ulaşmış olan Müslüman için bir yaratılış sadakasıdır.
Cenab- Hakka şükran ifadesidir. Ramazan ayına özel bir yardımlaşmadır.
Bu
fitrenin Ramazan içinde verilmesi, hatta bayram Namazından önce verilmiş olması
gereklidir. Bayramdan sonraya bırakmak ise kerahet olmakla beraber geçerlidir.
Ancak sünnete uygun olanı bayram Namazından evvel Ramazan fitresinin verilmiş
olmasıdır.
Ramazan
fitresi Ramazana ulaşmanın şükür ifadesidir. Orucun vacibi değildir. Yani
herhangi bir meşru mazereti sebebiyle orucunu tutamayanların da bu fitreyi
vermeleri vaciptir.
Bir
kişi kendisi ile beraber buluğa ermemiş çocuklarının fitresini de vermek
mecburiyetindedir. Eşinin ve buluğa ermiş çocuklarının fitrelerini vermek
mecburiyetinde değildir. Onlar fitre vermeleri gerekli kişiler ise, kendileri
verirler. Ancak onların bilgisi dâhilinde bir aile büyüğü herkesin fitresini
vermiş olursa hepsi geçerlidir.
Ramazan
fitresi herkesin yediği içtiği şeylerin ortalamasından hesaplanılarak verilir.
Mesela bir aileyi dört kişi olarak düşünelim; Bu ailenin her şey dâhil günlük
harcaması 40 lira olsun. Aile dört kişi olduğuna göre 40 ı dörde böleriz on
çıkar. Demek ki bu ailenin fitresi kişi başı 10 liradır.
Hayat
standardı yüksek olan ailelerin fitre miktarı da yüksek olmalıdır. Hayat
standardı yüksek bir ailenin kişi başı günlük harcaması 100 lira ise kişi başı
fitre miktarı da 100 liradır.
Ramazan
fitresinin miktarının en azı on liradır. Zengin bir hayat yaşayan Müslümanlar
fitrelerini on liradan verirlerse geçersiz olur. Fitre vermemiş sayılırlar. Her
Müslüman ne kadardan, kaç liradan fitresini vermesi gerektiğine kendisi karar
verir.
Fitre
verebilecek kadar maddi varlığa sahip olmayanların fitre vermeleri gerekmez.
Verebilecek durumda olanlar verirler.
Ramazan
ayında üzerimize farz, vacip ve sünnet olan bedeni ve mali ibadetler
birbirinden ayrı ayrıdır. Yani Ramazan ayının sünneti, vacibi veya farzıdır.
Mesele Ramazan ayında meşru bir mazereti sebebiyle oruç tutamayan kişilerin de
teravih Namazı kılmaları sünnettir. Fitre vermeleri vaciptir.
Bir
kişiye birden fazla fitre verilebilir. Fitreleri verirken önce yakınlarımızdan
başlamak ve ihtiyaç sahiplerini gözetmek sünnete uygundur. Kendi
akrabalarımızdan, komşularınızdan muhtaç insanlar varken fitre, zekât gibi
yardımların uzak yerlere gönderilmesi hoş değildir.
Bir Müslüman usul ve furu’ denilen kan
bağıyla bağlı yakınlarına fitre, zekât, oruç fidyesi gibi şeyleri veremez.
Bunun manası bir kimse en yakınlarına yapacağı maddi yardımları fitre ve
zekâtına saymasın. O yakınlarına yardımcı olmak zaten onun öncelikli
vazifesidir demektir.
Usul dediklerimiz: Anne, baba, dede,
nine, varsa büyük anne veya büyük babadır. Furu’ dediklerimiz ise oğullar,
kızlar, oğullardan ve kızlardan olan torunlarımız veya onların torunlarıdır.
Bir
fitre ikiye bölünmez. Fitresini on liradan verecek olanlar on ve on’ un katları
olarak öderler. 25 liradan verecek olanlar da yine 25 ve 25 in katları olarak
verirler. Şayet bir fitre ikiye bölünecek olursa sayılmaz. Mesela 5 fitre
verecek bir kişi, on liradan hesap etti 50 lira fitre verecek. 25 lira bir
kişiye 25 lira başka bir kişiye verirse arada bir fitre bölünmüş sayılacağından
dolayı beş değil, dört fitre vermiş sayılır.
Fitreler verilirken asla herhangi bir şart
falan koşulmaz. “Fakire iyilik yapıyorum” mantığıyla değil, “Allah’ıma karşı
sorumluluğumu yerine getiriyorum. Benim çalışıp kazandığım malımdaki fakirin
hakkını ödüyorum.” mantığı ile yerine getirilmelidir. Böyle olduğu zaman hak
katında değeri katlanır.
Muhsin
ÖZDEMİR
Yorumlar kapalı.