bilen ve en önemlisi insanlarının barış içinde yaşadığı bir bölge olmasına rağmen; yolsuzlukla, adaletsiz
yönetimle, üçkâğıtçılıkla ve muz cumhuriyeti olarak adı anılan bir yerdir Patagonya. Ülke bile değil coğrafi
bir yer olduğu halde bazı sivri zekalılar hala ülke sanıp haritalarda yerini, ansiklopedilerde bayrağını ararlar.
İşte bu Patagonya’da bu aralar işler karışmış. Ortak bir tarihi geçmişe sahip oldukları komşularında
kafa kesen, kadınları kendilerine eş yapan ve diğer bir sürü yanlışları doğru addeden bir grup çıkmış ve
masum halka zarar vermeye başlamış. Patagonya yönetimine karşı silahlı mücadele veren, içeride ve
dışarıda destekçileri olan başka bir terörist grup da bu saldırılardan payını almış ve soluğu Patagonya’da
almak üzere topukları kıçlarını döver bir şekilde kaçmışlar. Kaçmayanlar hala o komşu ülkede
mücadelelerini sürdürmüşler ama içerideki Patagonya hainleri; “Vay bizim teröristlerimize niye yardım
etmiyorsunuz? Vay niye silah ve erzak yardımı için koridor açmıyorsunuz? Diyerek, oraya gitmeye
maçaları yetmediği için Patagonya’yı karıştırmaya başlamışlar. Kendileri gibi düşünmeyen, daha önce güç
savaşı yaşadıkları insanlara, bankalara, iş yerlerine, devlet kurumlarına, devletin güvenlik güçlerine karşı
kahpece bir saldırıya girişmişler. Patagonya yöneticileri de daha yeni yeni düzene sokmaya çalıştıkları,
Patagonya’nın kozmopolit yapısını bir arada tutma adına düzenlemeler yaptıkları bir süreç zarara uğramasın
diye alttan aldıkça bu azgınlar daha da azgınlaşmış ve sınır dışında yapamadıkları her haltı Patagonya’da
yapmaya çalışmışlar.
Bir de bunların içerideki destekçileri dediğimiz kesim, Patagonya’nın yasal boşluklarını da
kullanarak yandaşlarını sokaklara inmeye, yakıp yıkmaya, yağmalamaya çağırınca işler iyice çığırından
çıkmış. Kendilerini savunmak durumunda kalan Patagonya halkı, bu gözü dönmüşlere karşılık verince,
bu topraklarda egemenlik kurmak için planlar yapan diğer ülkeler ellerini ovuşturmaya başlamış. İstikrarı
bozmak ve iç kargaşa-darbe yapabilmek için iki senedir her taklayı atanlar, “hah, şimdi oldu” demeye
başlamışlar.
Ama bütün bu olumsuzluklara rağmen, her konuda fikir ayrılığına düşseler de Patagonya’nın
istikrarını düşünen ve yıllar önce iç savaşın acısını en çok çeken grubun lideri, sağduyulu çağrılar yaparak
yandaşlarını sokaklardan uzak durmaya çağırmış, bu sayede de daha büyük facialar yaşanması bir nebze olsa
da önlenebilmiş.
Komşudaki karışıklıktan etkilenen mazlum halka en büyük yardımı yapan, sınırlarını açan, yardım
kuruluşlarıyla her türlü ihtiyaçlarını gidermeye çalışan Patagonya yönetimi, olayları soğutmak, ortamı daha
fazla germemek için kendince bazı tedbirler almaya çalışmış. Ama bu azgınlar, katletme, yakıp-yıkma ve
yağmalama işini öyle ileriye götürmüşler ki; okul, kütüphane, belediye, hastane, ambulans, otobüs, market,
banka, dükkan, işyeri, ev….önüne ne gelirse tarumar etmiş. Ve hala kaşımaya, ortalığı karıştırmaya devam
ediyorlarmış.
Ey Patagonya’nın sessiz çoğunluğu, Ey Patagonya’nın dindar insanları, Ey Patagonya Milliyetçileri!
Sakın oyuna gelmeyin, sakın tuzağa düşüp tahriklere kapılmayın. Patagonya’nın sakin bölgelerinde yaşayıp,
uzaktan ahkam kesen, asacaksın, keseceksin, vuracaksın, öldüreceksin diyerek bekar olup da karı boşamanın
sonsuz özgürlüğünü çıkaranlara da bir çift lafım var. Böyle olay falan olmayan, muhalif seslerin çıkmadığı
yerlerde bol keseden atmak kolay, bu işi yaşayanlar acısını bilenler kesinlikle sizin gibi düşünmüyor, bunu
da bilesiniz.
Son söz: “Ve hakikati inkara şartlanmış olanlar seni (tebliğden alıkoyup) durdurmak,
öldürmek yahut sürgün etmek için sana karşı nasıl ince tuzaklar kuruyorlardı: onlar (hep) böyle
tertipler peşinde koşarlarken Allah onların bu tertiplerini boşa çıkarttı, çünkü Allah bütün o tuzak
kuranların üstündedir.” Enfal:30. “İnanmayanlar tuzak kurdular; ama Allah onların tuzaklarını
boşa çıkardı: çünkü Allah, tuzak kuranların tümünün üstündedir.” Âli İmrân:54.
Cumanız mübarek olsun. Selam ve dua ile…
Yorumlar kapalı.