Bir İngiliz yazar ‘Biz hayal edemedik, onlar gerçekleştirdi’
HİCAZ DEMİRYOLUNA KASTAMONU’DAN DESTEK
– ARAŞTIRMACI MUSTAFA GEZİCİ: “1. DÜNYA SAVAŞININ ÇIKMA
SEBEPLERİNDEN BİRİ HİCAZ DEMİRYOLUDUR”
KASTAMONU (İHA) – Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki en büyük
projelerden biri olan ve 1900 ile 1908 yılları arasındaki 8 yıllık dönemde Şam
ile Medine arasında inşa ettirilerek hizmete geçirilen Hicaz Demiryoluna en büyük
desteği Kastamonu’nun verdiği ortaya çıktı.
Araştırmacı ve Öğretmen Mustafa Gezici, kendi çabalarıyla
temin ettiği çeşitli belgeler ve fotoğraflarla bunu kanıtladı. Araştırmacı
Mustafa Gezici, Hicaz Demiryolunun Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1880’li yıllarda
II. Abdülhamid tarafından ortaya atıldığını belirterek, “Peygamber Efendimiz
Hz. Muhammed (sav)’in bir hadisi şerifi vardır. ‘Kim benim kabrimi ziyaret
ederse, şefaatim ona vacip olur’ der. Bu hadisi şeriften yola çıkılarak, İstanbul’dan
başlayan Hicaz Demiryolu, Irak, Suriye, Kudüs, Libya ve Suudi Arabistan
topraklarına ulaştırılmaya çalışılmıştır” dedi.
İSTANBUL’DAN MEKKE’YE TRENLE ULAŞILMAK İSTENDİ
Hicaz Demiryolunun İstanbul ile kutsal topraklar arasındaki
ulaşımı ve Mekke ile Medine’ye giden hacıların bu güzergahta güvenliklerini sağlamak
olduğunun amaçlandığını açıklayan Gezici, şöyle konuştu: “Hicaz Demiryolu inşaatında
2666 kagir köprü ve menfez, yedi demir köprü, dokuz tünel, 96 istasyon, yedi gölet,
37 su deposu, iki hastane ve üç atölye yapılmıştır. Bu proje II. Abdülhamid Han’ın
benim eski rüyam diye başladığı bir projedir. O dönem Alman Büyükelçisi derki:
‘Aklı başında olan hiçbir kimse bu projeyi yapamaz veya dikkate almaz’ Kendi ülkesine
gönderdiği raporda bunu söyler.”
1664 KİLOMETRE TREN YOLU YAPILDI
1 Eylül 1900’de başlayan projenin 1908’de 8 yıl gibi kısa
bir süre zarfında bin 664 kilometreye ulaştıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu
tekrar canlandı şeklinde Avrupa’da bir telaşın oluştuğunu belirten Gecizi, şunları
söyledi: “İşte bu görünen makbuzlar Kastamonu ve civarından toplanan yardım makbuzlarıdır.
Kurban derileri fiilen hicaz demir yoluna toplanmıştır. İlk önce açılan
istasyonlarda büyük bir tezahüratla karşılanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, bu işi
yapamaz, başaramaz dendi. Buna rağmen normal şartlarda 1 yılda 150 kilometre
demiryolu yapılırken, Peygamber efendimizin hadisi şerifi ile bu 288
kilometreyi bulmuş. Zaten Abdülhamid de bunu söylemiştir. Biz buna başlayalım
Allah ve Resulü bizim yardımcımızdır demiştir ve gerçektende öyle olmuştur.”
HİCAZ DEMİRYOLU, 1. DÜNYA SAVAŞININ ÇIKMA SEBEPLERİNDEN
1.Dünya Savaşının çıkma sebeplerinden birisi olarak bu yolun
göründüğünü anlatan Gezici, sözlerine şöyle devam etti: “O çöl şartlarında o sıcaklarda
yılda 288 kilometreye ulaşmış ve bu yol 1908’den 1918’e kadar 10 yıl kullanılmış.
Askerlerin oralara gönderilmesinde, asilerin isyanında Fahrettin Paşanın
mukaddes emanetler diye kurduğu Topkapı Sarayında bilinen eserlerin gönderilmesinde
40 bin kişi tahliye edilmiştir. Sadece Medine-i Münevvere’den bu yolla bu gün
bile bir kısmı kullanılmaktadır. Rayların genişliği 1 metre 5 santimetredir.”
Hicaz Demiryolu ile ilgili Kastamonu’da sergi açmanın bazı
eski antikacıları dolaştığında hâla bu makbuzları sakladığını gördüğünü
vurgulayan Gezici, “Bende bu antikacılardan bir kaç tane makbuz satın aldım. Buradan
yola çıkarak çalışmaya başladım. Bir İngiliz yazar ‘Biz hayal edemedik, onlar
gerçekleştirdi’ der. İşte bu kadar büyük bir projedir. Hâla önemini yitirmemiştir”
dedi.
HİCAZ DEMİRYOLUNUN TOPLAM MALİYETİ 4 TRİLYON TL
Hicaz Demiryolu projesinin 4 trilyon TL’ye malolduğunu
anlatan Gezici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bu paralar Osmanlı topraklarından
Hindistan’dan birçok ülkeden yardım gelmiş. Mesela Hindistan, bu proje için o
zamanın parasıyla 40 bin lira yardım yapmış. Böyle bütün Müslüman ülkeler yardım
göndermiş. Padişah ise bizzat 50 bin lira ile bu projeyi başlatmış. Kastamonu’dan
ise çok sayıda yardım gitmiş. Makbuzlara bakıldığında en çok yardımı
Kastamonulular yapmış. Mesela burada görülen şu 3 kuruşluk makbuzda Kastamonu’nun
Kuzyaka nahiyesinin Kurdeşe köyünden Mehmet isimli birisi yardım etmiş.
Buradaki 1 kuruşluk yardımda Gölköye bağlı Sarıömerden Yanukzadelerin bağışıdır”
Gezici, çok yüklü bağış yapanlara madalya verildiğini
belirterek şunları söyledi: “Nikel, gümüş ve altın gibi. Elimizde gümüş
bir madalya var. 1908 yılı itibariyle proje kapsamında 3 bin kilometre daha düşünülmüş.
İstanbul’da başlıyor, Medine’ye, Medine Münevvereden Mekke’ye kadar devam
ediyor. Ülkemizde ise İstanbul’dan İzmit ve Konya yolunu izliyor. Buradan Şam’a
daha sonra Kudüs, Medine-i Münevvere ve son olarak Mekke’yi kapsıyor.”
1840’lı yıllara kadar hac ibadetlerinin atla yapıldığına işaret
eden Gezici, şöyle konuştu: “Hacca 6 ayda ulaşılırmış. Yani 6 ay gidiş, 6 ayda
geliş oluyor. Yaklaşık bir yılınız hacca gitmekle sıhhatli olmanızla alakalıdır.
40 yaşını 50 yaşını geçen hacca gidemezmiş. Neden çünkü hacca varıncaya kadar 4
at değiştirilirmiş. Bir de o kadar eşkıya var o bölgede bugünkü terörist dediğimiz
eşkıyalar yol kesiyor, hacı soyuyorlar ve hacı soymak bedeviler için bir meslek
haline gelmiş artık. Şam ile Medine-i Münevvere arası 40 günde gidilirdi
kervanla. Bu yol trenle 3 güne inmiştir. Artık hacca gitmek çocuk oyuncağı
denilmiş o dönem için trenle. Trenlerinde üstlerine çadır kuruluyor. Semaverden
çay içiliyor. 1700’lü, 1800’lü yıllarda mezar taşlarında hacı diye yazdığında o
mezar taşının yanından geçerken insanlar Kabe-i muazzamanın hürmetine Peygamber
efendimizin hürmetine mutlaka dururlarmış, saygı duyarlarmış”
HİCAZ DEMİRYOLUNA İNGİLİZLAR KARŞI ÇIKTI
İngilizlerin Ortadoğu’da istediği gibi hareket edemediğini
kaydeden Gezici, şunları söyledi: “Bugün bile İngilizler Ortadoğu’da hakim değil.
Bugün Amerikalılar, yani o günün İngilizleri Irak’ı kopartmak, Suudi Arabistan’ı
küçük devletleri kurarak kendi istedikleri gibi yönlendirmek amacındadır. Eğer
oraya halife uzanabilirse oranın güvenliğini sağlayabilirse insanlara hizmet
ederse böyle bir şey mümkün olmayacaktı. Osmanlı İmparatorluğu, hiçbir zaman sınırları
içerisindeki halka zulmetmemiştir. Hiçbir Osmanlı böyle bir zulme razı olmaz.
Ama bugün görüyoruz. Suriye’deki hadiseyi, Irak’taki hadiseyi, Libya’daki
hadiseyi, Hicaz demiryolunun önemi bir kat daha fazla anlaşılmış oluyor. Ahmet
Rıfat Paşa var derki: ‘Ulaşamadığın yer senin değildir’ Çok doğru bir sözdür. İşte
padişah ulaşmak istemiş ve ulaşmıştır. Kimsenin hayalinden bile geçiremediği
hadiseyi Abdulhamid Han yapmıştır. Diğer devletlerin hayalinden geçiremediği
projeleri senin yapman önemli. İmparatorluğun amacıda budur. Tarihte çok
devletler kurulmuştur. Ama imparatorluk sayısı bir elin parmağını geçmez. Bu yüzden
burada İngilizler, Hicaz Demiryoluna karşı çıkmış. Ama bir yere kadar başaramamışlardır.”
Hicaz Demiryolu ile ilgili geçen yıllarda bir takım konuların
görüşüldüğünü fakat henüz adım atılmadığını anlatan Gezici, sözlerine şöyle
devam etti: “Hicaz demiryolunun yeniden canlandırılması isteniyor. Bundan 10 yıl
önce Medine-i Münevvere’deki tren yolu onarıldı. Onarılması gerekiyordu. 2008’deki
umre münasebetiyle gittiğim Mekke’de bir tez gördüm. Hicaz demiryolu projesi
diye. Suudi Arabistan’dan Zeynep isminde bir bayan yapmış. Diyor ki: ‘Hicaz
demiryolu hakkında yüksek lisans tezi. Tezin en sonunu şöyle bağlamış. ‘Dedelerimin
yaptığı bu demiryolu, torunları tamir etmek zorundadır’ diye bitirmiş. Bize böyle
bir görev yüklenmiş. Tabii ki bu görevi yerine getirmemiz lazım. Bizim Irak’la,
Suriye ile Suudi Arabistan ile Filistin ile hiçbir alıp veremediğimiz olamaz.
Onlarda Müslüman bizde Müslümanız. Bütün müminler kardeştir. İşte bu bizim
kardeşliğe devam etmemiz lazım. Eğer bu kurala uymazsak, bu ayeti kerimenin
gereğini yapmazsak, fitne fesat, diğer devletler bundan yararlanır. Hem paramızı
kullanır, hem de bizi kullanırlar. Kullanma tarihimiz geçince de bir kenara
atarlar. Bugün Libya’da olduğu gibi, Suriye’de olduğu gibi, Irak’ta olduğu
gibi. Sadece Irak’taki Saddam Hüseyin hadisesi bir örnektir. Kaddafi olayı buna
bir örnektir. Müslümanın kullanılmaması gerekiyor. Aklını çalıştırmalı kullanılmamalıdır”
HİCAZ DEMİRYOLU, DÜNYADA TEK BORÇSUZ YAPILAN DEMİRYOLUDUR
Hicaz Demiryolunun dünyada şuana kadar yapılan bütün
demiryollarından farklı bir şekilde borçsuz yapıldığına dikkat çeken Gezici, bu
konuda Alman Yazar Robert Hicards tarafından hazırlanan ve ülkesine gönderilen
rapordan şöyle örnek verdi: “Hamidiye Hicaz Demiryolunda, dünyada belkide borçsuz,
faiz ödemesi olmayan ve tamamlandığında kara geçmiş tek demiryoludur. Bu
itiraftır ki asıl fazilet hasmını takdir etmektir’ der.”
BELEDİYENİN DESTEKLERİYLE SERGİ AÇILACAK
“Ecdatta peygamber sevgisi çok fazladır” diyen Gezici, şunları
dile getirdi: “Bu münasebetle Kastamonu Belediyesi bize destek oldu. Bizde
Hicaz Demiryolu sergisini açmayı planladık. Serginin açılışı, 10 Ağustos 2012
Cuma günü saat 14.30’da yapılacak. Hicaz Demiryolları ile ilgili bazı orijinal belgelerin
ilk kez halkla buluşturulacağımız sergi Belediye hizmet binasında 10-17 Ağustos
tarihleri arasında ziyarete açık olacak. Sergimize bütün devlet erkanını
bekliyoruz. Kastamonu’da peygamber sevgisi ve Kabe-i muazzamanın sevgisi çok
fazladır. Umduğumuzdan daha fazla serginin gezileceğini umut ediyoruz. Ramazan
münasebetiyle bunu düşündük”
Yorumlar kapalı.