İnsanın gönlünde dünyaya gerektiğinden fazla yer vermemesi, ömür denilen mühlete aldanmaması ve bu ömrün bir göz kırpması kadar kısa zamanda geçeceğini bilmesi lazımdır. Ne yazık ki hepimiz bu mühlete aldanırız, insanoğlu bu mühlete aldanır. Ayet- i kerimede buyuruluyor ki: “O gün her bir kimse kazandığı neyse, onun karşılığını görecektir.” Allah nefsine aldananlara mühlet verir ama onu ihmal etmez. Dünyanın alâyişi ve gösterişi kimseyi aldatmamalıdır. İtaat edenin de, isyan edenin de bir nasibi vardır. Ama ahirette üstünlük, nimetlere şükredip, ibadet ve taatta sebat eden, günahlardan sakınanlarındır.
Her birimiz çeşitli günahlara daldığımız halde, bela ve musibetimizin gecikmesi veya ahirete bırakılması ile verilen mühlete aldanmamalıyız. Elbette Allahu Tealâ’nın isyan halinde bulunan kullarını helak etmeyerek mühlet vermesinin birçok hikmet ve sebepleri var. Bu hikmet ve sebeplerden bazıları şunlardır:
* Allah’ın rahmetinin afv ve ihsanının büyüklüğü ile isyankârların tövbeye zaman bulmaları içindir.
* Taatta bulunanların, ibadet ve taatını artırması içindir.
* Muhabbette olanların kemâl bulması içindir.Yani Allahu Tealâ sevdiği kullarına tövbekar olsun diye, gazap ettiği kullarına da ya isyandan vazgeçsinler ya da azabı, hesabı şiddetlensin diye mühlet verir.
Hak Tealâ Hazretleri ayet-i celilede bize beyan buyurmuştur ki: “Allah katında makbul olan tövbe, gaflet sebebiyle bir kötülük işleyip, sonra acele olarak yapılan tövbedir. İşte Allah böyle kimselerin tövbelerini kabul eder. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.” Bu ayeti acele tövbe etmenin önemini bildiriyor. Bugün, yarın tövbe ettim, ediyorum derken ölüm gelip çatar. Kimisi günahkâr, kimisi küfürle gider.
Tövbeyi geciktirmenin bu vahim sonucu da sonraki ayet-i celile de bildiriliyor: “Kötülükleri yapıp yapıp da ölüm gelip çatınca, ‘ben şimdi tövbe ettim’ diyenler ile kâfir olarak ölenler için kabul edilecek tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.”
Bu kısacık dünya hayatını hiç bitmeyecek gibi görüp aldanmamalıyız. İbadet ve taatı, hele de tövbeyi asla ertelememeliyiz. İçinde bulunduğumuz mübarek üç ayları fırsat bilip, rahmet ayı Ramazana girmeden önce, Hulusi kalp ile “Yarabbi.Ben pişmanım bütün yaptığım günahlardan.Keşke yapmasaydım.İnşallah bir daha ben yapmayacağım” diyelim ve işlediğimiz günahlara tövbe edelim, tövbemizde sadık kalalım. Tövbe edenler, tövbesi kabul olanlar ve tövbesinde sadık kalanlardan olmak dileğiyle hoşça kalın.
Yorumlar kapalı.