Tasavvufta
fakirlik ve zenginlik, ekonomik bir seviyeyi ifade etmek için kullanılmaz.
Bunlar kalbin bir halidir. Bazı tarikatlerde “derviş, sofi, mürid” anlamına
kullanılan “fakir”, malı mülkü olmayan değil, mala mülke meyli olmayandır.
Meyli olmadığı için genellikle malı mülkü yoktur. Zaten ihtiyaç sahibi
değildir; dünyalık talebinde bulunmaz. Gözü gönlü toktur, zaruret halinde dahi
insanlardan bir şey istemez, eline geçeni başkalarına dağıtır. Dünya nimeti
adına kendisine bir şey gelse de şükreder, gelmese de
Kalbine almadıktan sonra bir adamın dünya kadar malının olması, onun fakrına
engel değildir. Yahut, yokluğundan dolayı kalbinde en küçük bir keder
duymadıktan sonra bir adamın malının mülkünün olmaması da onun “gönül zenginliği”ne
engel değildir.
Dünya yerine ahireti tercih etmek anlamındaki zühd de fakr gibi dünyayı
büsbütün terk etmek, başkalarına el açar hale gelmek, basit şeyler giyip
perişan görünmek değildir. Zühd, her işte ahiret sevabını öncelemek, dünyalık
bir şey kazanıldığında bundan sevinç duymamak, bir şey kaybedildiğinde de
bundan dolayı mahzun olmamaktır. Kalbe alınmayan bir zenginlik fakra engel
olmadığı gibi zühde de engel değildir.
“Lüks” kelimesi ile ihtiyaç olmadığı halde gösteriş için yapılan harcama
kalemleri kastedilir. Kelime tam olarak bunu karşılıyor mu karşılamıyor mu ayrı
bir mesele. Biz lüksten, “infak edilmesi gerekirken nefsin hevası uğruna
israf edilen”i anladığımızı söyleyip, lüks ile ihtiyacı nasıl ayıracağımıza
bakalım. Çünkü israf ve sefahate itiraz ettiğinizde muhatabınız çoğu zaman
bunun ihtiyaç olduğunu ileri sürebiliyor. Elbette şartlara göre birisi için
lüks sayılan bir başkası için ihtiyaç kabul edilebilir. Yine de israfa düşmemek
için bir ölçümüz olmalıdır.
Bir şey meşru işlerin görülmesinde kolaylaştırmak, zaman kazandırmak gibi bir
katkı sağlıyorsa ihtiyaçtır. Bu durumda o şeyin markası, fiyatı, görüntüsü
değil, işe yarar olması önemlidir. Ancak meşru bir işe yarama bakımından daha
ucuzuna / basitine nispetle hiçbir katkısı olmayan, kullanmaktan ziyade
gösteriş için, herkesten farklı veya üstün görünmek için, yüksek bir sınıfa
mensubiyet çabası için temin edilen her şey lükstür. Bir şeyin işe yarayıp
yaramadığını anlamaya çalışırken, o işin “meşru” olup olmadığı öncelikle
sorgulanmalıdır.Hoşça kalın, Allah’a emanet olun.
Yorumlar kapalı.