Hz. Mevlana mesnevisinde şu hikayeyi anlatır; “Bir adam aktarlar çarşısından geçerken düşüp bayıldı. Etraftakiler aktarlarda bulunan güzel kokuları adamın burnuna tuttular fakat adam bir türlü ayılmıyordu. O sırada oradan geçen bir adam yerde yatan adamı tanıdı ve siz müdahale etmeyin o güzel kokudan anlamaz, beni biraz bekleyin dedi ve oradan uzaklaştı. Biraz sonra bir deri parçası ile geldi ve deriyi adamın burnuna yaklaştırınca adam ayıldı.”
Bu manzarayı hayretle seyreden topluluk bayılan kişiyi ayıltan adama bu işin aslı nedir dediler; Adam yerde yatan kişinin debbağ olduğunu (deri işleyen) burnunun bu kötü kokuya alıştığını ifade etti. Oysa aktarlar çarşısında gül kokuları, miski amber kokuları etrafa yayılıyordu. Burnu kötü kokuya alışan kişi güzel kokulardan haz almıyordu.
Hikayede de anlatıldığı üzere eğer arkadaşlarımız, dostlarımız ve bulunduğumuz ortam manevi yönden yoksun ise artık kalplerimiz kararmış , iyi ve güzelliklerden haz almayan, hatta kötülükleri ve günah olan şeyleri iyi ve güzel işler gibi görmeye başlarız. İşte o zaman Allah (c.c) korusun bu dünyada da ebedi alemde de hesabını veremeyeceğiz günah bataklığının içerisine sürüklenmiş oluruz.
Evlatlarımızın vatanına milletine ve dinine hizmet etmesi için arkadaşlarının seçimine çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Ashab-ı Kehf’in köpeği bir kıtmir olduğu halde sâlih ve sâdık kulların yanında yer aldığı için hayvanları temsilen cennette bulunacaktır. Ama Hz. Lut (a.s)’ın eşi, bir peygamber eşi olduğu halde kötü insanların yanında yer aldığı için cehennemde yerini alacaktır.
Rabbimizde bizim sâlih ve sâdıklarla beraber olmamız için bu hususta şöyle buyuruyor ; “Ey imân edenler! Allâh’tan ittikâ edin ve sâdıklarla beraber olun!” (et-Tevbe,119)
Allah’ı (c.c ) unutarak lüzumsuz boş konuşmalar kalbimizi katılaştırır. Kalbi katılaşan kimse Allah’tan (c.c) uzak olan kimsedir. Rabbimiz cümlemizi kalbi Allah’a (c.c) yakın olan kimselerden eylesin! Dostça kalın.
Yorumlar kapalı.