Mantar zehirlenmesi doğal alanda yetişen yapısında zehirli maddeler bulunan mantarların tüketilmesiyle oluşan, ölümle de sonuçlanabilen ciddi bir zehirlenmedir. Mantar zehirlenmeleri özellikle yağışların arttığı ilkbahar ve sonbahar aylarında artmaktadır. Doğada yetişen onbinlerce mantar türü bulunmaktadır. Mantarların zehirli olup olmadıklarını şekline, rengine…vb. bakarak anlamak mümkün değildir.
Zehirlenme belirtileri mantarda bulunan zehrin niteliğine göre değişir. Belirtiler, bazı mantar türlerinin yenmesini takiben 2 saat sonra, bazı mantar türlerinin yenmesini müteakiben de 6 saat sonra ortaya çıkabilir. Mantarın yenmesini takiben 2 saat gibi kısa bir sürede zehirlenme belirtilerine sebep olan mantarların yenmesi durumunda; sersemlik, uykuya meyil, tansiyon düşüklüğü, bulanık görme, yüz ve boyunda kızarma, nabızda artış, ağızda metal tadı, bulantı ve kusma ile terleme görülebilir. Mantarda bulunan zehirli maddenin özelliğine göre, yendikten 6 saat sonra gelişebilen zehirlenme belirtileri ise: bulantı, kusma, ishal, ateş, nabız artışı, karın ağrısı ile daha sonra karaciğer ve böbrek bozuklukları ile bu organların bozukluklarına bağlı belirtiler şeklindedir. Sonuçta koma ve ölüm de söz konusu olabilmektedir. Mantar tüketiminden sonra bu belirtilerden bir yada birkaçı görüldüyse en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Zehirlenmeler konusunda 114 numaralı Ulusal Zehir Danışma Merkezinden bilgi alınabilir. Mantar zehirlenmelerinin tedavisi genel olarak meydana gelen zehirlenme bulgularına yöneliktir. Ancak, mantar zehirlenmelerinin tedavisine yardımcı olması bakımından, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden (UZEM – Ulusal Zehir Danışma Merkezi) temin edilecek bir antidot (panzehir) bulunmaktadır.
Zehirlenmelerin önemli bir kısmı esasında çok basit önlemlerle engellenebilecek niteliktedir. Bu çerçevede, mantar zehirlenmeleri de çok basit bir şekilde önlenebilecek bir zehirlenme tipi olup zehirlenmenin engellenmesindeki tek çare de doğal alanlarda yetişen mantarların kesinlikle yenmemesi; bunun yerine kültür mantarının tercih edilmesidir.
Kültür mantarları bünyelerinde zehirli maddeleri bulundurmadığından bir zehirlenme görülmesi mümkün değildir. Ancak, bu mantarların yetiştiği ortam itibarıyla, bazı mikroorganizmalar mantarların üzerinde bulunabilir. Bu mikroorganizmayla bulaşık mantarların çiğ olarak yenmesi sonucunda çok hafif mide ve bağırsak şikâyetlerinin gelişebileceği de unutulmamalıdır. Bol su ile iyice yıkanarak pişirdikten sonra tüketilmelidir. Bunlara ilaveten, mantar alırken ambalajlı olanlar tercih edilmelidir. Ayrıca, ambalajda tüketiciyi bilgilendirmeye yönelik bazı bilgilerin yer aldığı etiketlerin (üretim yeri, üretim izni, üretim tarihi) olup olmadığına da dikkat edilmelidir.
Mantarın yoğurtla birlikte tüketilmesi, pişirilmesi, sirkeli yada tuzlu suda bekletilmesi/kaynatılması, taze, konserve yada kurutulmuş olması zehrinin yok edilmesi için yeterli değildir. Mantarın zehri hiçbir şekilde yok edilemez. Ayrıca “Çayırlarda yetişen mantarlar zehirli değildir. Mantar koparıldığında rengi değişmezse mantar zehirsizdir; mantarın iç kısmı mavileşirse bu mantar zehirlidir. Ağaçlardaki mantarlar zehirsizdir. Zehirli mantar gümüş kaşıkla pişirilirse kaşık kararır. Salyangozlar zehirli mantarları yemezler.” şeklindeki inanışlar tamamen yanlıştır. Doğada kendiliğinden yetişen mantarların zehirli veya zehirsiz olduğunu bakarak anlamak mümkün değildir.
Yorumlar kapalı.