*Sık sık gittiğiniz bir yerde bir gün bize “burayı da komşu kapısı yaptın” derlerse şaşırmayın. Bu bir deyim. Yani komşu kapısı kendi kapımızdan çıkınca önünden öylece geçip gideceğimiz bir kapı değil. O kapının ardında yaşayanların üzerimizde hakları olan bir kapı komşumuzun kapısı…
*Komşuluk ilişkileri artık eskisi gibi değil. Apartman kapılarında karşılaşıp göz ucu bir bakış atıp belki bir merhabayla geçip gidiyoruz. Kimdir bu komşumuz, necidir, ne yapar ne eder, aç mıdır, tok mudur, hırlı mıdır, hırsız mıdır merak bile etmiyoruz. Hatta düğününü derneğini nezaket icabı elimize davetiyesi geldiğinde duyuyoruz.
*Hal böyle olunca, “ev alma komşu al” ilkesine bağlı olma gereği de duymuyoruz. Öyle ya, hiç tanışıp ilgilenmeyeceğimiz, bir ilişkimizin olmayacağı insanların kim olduğundan bize ne! Onlar bize dokunmasın, biz onlara… Değil mi? Değil, hem de hiç değil… Dinimizin bizden komşularımızla ilgili talepleri var.
*Apartman kültürüydü, değişen hayat şartlarıydı, eh ne yapalım şimdi asır değişti gibi bahanelere bakmıyor dinimiz; komşularımızın bizim üzerimizde, bizim komşularımız üzerinde haklarımız olduğunu söylüyor. Bu haklara uymayı emrediyor. Komşularımız bu hakların farkında olur, gereğini yerine getirirler mi bilemeyiz. Bu onları ilgilendirir. Bizi ilgilendiren, komşularımızın bizim üzerimizdeki haklarının gereğini yerine getirmek.
*Rasulullah s.a.v Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar: “Komşuluk üçe ayrılır. Kimi komşunun üç, kiminin iki, kiminin bir hakkı vardır. Üç hakkı olan, müslüman ve yakın akraba olan komşudur. İki hakkı olan müslüman olan ama yakın akraba olmayan komşudur. Bir hakkı olan farklı bir dinden olan komşudur.” (Heysemî)
*İslâm alimleri bu hadis-i şerifi açıklarken, komşuluktan doğan hakların iyiliğe karşılık vermeye veya iman kardeşliğine bağlı olmadığı üzerinde özellikle durmuşlardır. Komşularımız kötü ahlâklı, bizim haklarımızı gözetmeyen kişiler bile olsalar yine de kendi haklarını kaybetmezler. Nitekim İbn Mesud r.a. hazretleri kendisine gelip komşusunun eziyetlerini anlatan birine şöyle demiştir: “O senin hakkında Allah’a isyan ediyor. Sen onun hakkında Allah’a itaat et.”
*Abdullah b. Amr r.a hazretleri de bir koç kestirmiş ve hizmetçisine birkaç kez koçun etinden yahudi komşularına götürmesini tembihlemiştir. Hizmetçi aynı şeyin defalarca söylenmesine kızıp şikâyet edince kendisine şu sözlerle karşılık vermiştir: “ Yazıklar olsun sana. Rasulullah s.a.v. bize komşu haklarından öyle bahsederdi ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannederdik.”
Yorumlar kapalı.