Komşuları
incitmemek, onlarla iyi geçinmek, sıkıntılarına ortak olmak, elden geldiğince
yardım etmek gerekir. Allah Rasulü s.a.v. şöyle buyurmuştur: “Cebrail hiç
durmadan komşu hakkına hürmeti vurgulardı. O kadar ki, ben yakında Cebrail
komşuyu komşuya mirasçı yapacak sandım.” (Buharî; Müslim, vd.)
Komşuluk
sadece evle sınırlı da değildir. Ticarette de komşuluk ilişkileri önemlidir. Bu
hususta da insaf sınırı asla aşılmamalıdır. Modern dünyada binalar büyüdü,
ortak yaşam alanları değişti. Çok fazla ailenin bir bina ya da site içinde
yaşıyor olması komşuluk ilişkilerini daha da hassas hale getirdi. Komşularımızı
rahatsız eden her türlü hareket ve gürültü zulümdür.
Yine bize
önemsiz gelse de aracımızı park ederken bir diğerini engelliyorsak, vakitli
vakitsiz apartman içinde gürültü yapıp insanların huzurunu bozuyorsak,
çöplerimizi insanları rahatsız edecek yerlere atıyorsak, balkonlarımızdan
alttakilerin tepesine halı kilim silkeliyorsak, rastgele çöp atıp etrafı
kirletiyorsak zulmediyoruz demektir. Aslında sadece evde değil; araba
kullanırken, toplu taşıma araçlarında seyahat ederken, kaldırımda yürürken,
alışveriş yaparken de dikkat etmemiz ve insanların hakkına girmememiz
gerekiyor.
Büyük
günahlar içinde insanları en çok felakete sürükleyeni zulümdür. Zira Allah
Tealâ kendisine karşı yapılan isyanı affedebileceğini, kul hakkını ise helal
ettirip gelmemizi buyuruyor. Allah Rasulü s.a.v.“Mazlumun bedduasından sakın.
Çünkü o bir ateş kıvılcımı gibi semaya yükselir.” (Hâkim, Camiü’s-Sağîr)
Güçlü ya
da zayıf, hemen herkes zulme maruz kalmakla birlikte, genelde kimsesiz,
sahipsiz, biçare kimseler zulme uğruyor. Zulmün onlar üzerindeki tesiri daha
can acıtıcı oluyor. Allah Tealâ zalimlerini sevmediğini, (Bakara, 57) zalim bir
toplumu hidayete erdirmeyeceğini, (Bakara, 258) kıyamet gününde onların yar ve
yardımcısının olmayacağını (Âl-i İmrân) açıkça buyurmuştur.
Bir
müslümanın temel karakteri ve hedefi daima adalet üzere olmaktır. Adalet
işlerin maddi ve manevi olarak yolunda gitmesini sağlayan tek unsurdur. Zulüm
geçici bir sistem kurabilir fakat asla devamlı olmaz. Zulmün yaygın olduğu bir
ortamda her çeşit fitne ve fesat da yaygın olur. Haksızlıklar artar, rüşvet
çoğalır, hırsızlık yaygınlaşır, hukuk sistemi doğru işlemez. Hukuk işlemediği
için insanlar gayrı meşru yollara yönelirler değil mi? Hoşça kalın.
Yorumlar kapalı.