KİTAPLAR YÜZÜMÜZÜ HAKİKATE DÖNDÜRÜR -3-
İnsan kendini geliştirmek, daha fazla şey öğrenebilmek için okumalı. Çok aktif bir insan olmayabilir, ev hanımı olabilir ama aldığı bir dergi ya da kitapla kendini çok güzel geliştirebilir. Annelerin kitap okumasının çocuğun gelişimine çok büyük katkısı var. Çocuğun eğitimi, psikolojisi hatta sağlıklı beslenmesi konusunda okuyarak geniş bilgi sahibi olabilir bir anne. Her şey bir yana okuduklarını çocuğuna aktardığı zaman o çocukla iletişimi çok daha güzel oluyor.
Kitap okuyanların dünyası okumayanlara kıyasla büyük farklılık arzeder. Çok daha zengindir iç dünyaları. Dil bilinci gelişmiştir. Kelimelerle düşünürler. Okuduğu kitap sayısı 100’ü geçen bir insanın dünyası değişir, ilişkileri değişir, beğenileri sınıf atlar, hatta arkadaş çevresi ve yaşantısı değişir. Aynı diplomaya sahip kişilere mesela bütün sınavlarda fark atar. Bu rakam 500’e yaklaşmışsa artık az çok bir “aydın” kişiden söz ediyoruz demektir. 1500’lerin üstüne çıkmışsa, bütün ülkede tanınan, bilinen saygın biridir o kişi. Bütün ömrümüz boyunca okuyabileceğimiz en yüksek kitap sayısı 3 bin – 5 bin arasındadır. Hayat çok kısa, okunmaya değer kitap çok fazla olduğu için en iyilerini, en seçkinlerini, en büyük yazarlara ait olanlarını seçerek okumalıyız.
Şunu da unutmamalıyız ki bal üreten arıyla zehir üreten akrep, iki farklı kitap gibidir. Akrebin kütüphanesinden, akrebin dünya görüşünden okursak zehir saçarız. Yani her kitap “bal” değildir. Hayır ve şer gibi, bal ve zehir gibi, iyi kitap, kötü kitap da hayatın tabii bir zıtlığıdır. Nasıl her eylemimiz bir seçimse, doğru kitap, yanlış kitap da öyle bir seçim konusudur. Hiç okumamak ise bir seçim değil, bir tür ölümdür.
Yorumlar kapalı.