KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAK -6-
Fakirim, yeni bir boğazı besleyemem, yahut, ya ilerde fakir düşer de geçim sıkıntısı çekersem, diyen müşrik Araplar, dün “ekonomik” sebeplerle çocuklarını kuma gömerek öldürüyorlardı. Bugün de aynı ekonomik sebeplerle çocukları kuma değil ama dünyaya, tüketime, sefahat ve açgözlülüğe gömerek öldürüyoruz.
Ebeveynlerin asıl sorumluluğu salih evlat yetiştirmektir. Modern okullarla bu iş olmaz. Terbiye ve edep geçmişte de tek bir kuruma havale edilmemiştir. Eskiden mektep ve medreseler kadar evler, mahalleler, çarşılar, camiler, dergâhlar da edep talim edilen yerler idi. Bugün de bu genişlik ve yaygınlığa ihtiyacımız vardır.
Sadece modern okullara gönderip meslek veya diploma sahibi olmaları için maddi başarılarını temine yönelmek, çocuklarımızı terbiye etmek demek değildir. Bu, çocuklar okula gitmesin, meslek sahibi olmasın anlamına gelmiyor; terbiye yükümlülüğünün okula devredilemeyeceğini ifade ediyor.
Modern okullar, talip olunması gereken teknik avantajları yanında, varlık sebepleri ve metodlarıyla çocukları dünyevîleştiren, dünya için hazırlayıp yarıştıran kurumlardır. Böyle bir süreçte, dikkat edilmezse eğer, kalpleri ancak hırs, tatminsizlik, güvensizlik, sabırsızlık ve bencillik istila eder. Huzur, tevekkül, teslimiyet ve sulh kaybolur. Bunlar olmayınca “salih evlat” da olmaz.
Eğitim, “terbiye” kavramına karşılık olsun diye uydurulmuş yeni bir kelime. Kim bulmuşsa isabet etmiş. Milletin terbiyesini elinden alıp, onların çocuklarını eğri büğrü hale getirme işlemine “eğitim”den daha uygun bir ad bulunamazdı.
Aman dikkat! Çocuklarımızı sadece, yalnızca modern okulların eğitimine terk etmek, iyi bir şey yaptığımız veya geleceği düşündüğümüzü zannederek, onları öldürmenin yeni bir yöntemi olabilir. Çocuklarımızın yetişmesini sadece okullara bırakmak, çocuklarımıza kıymak olur ki, çocuklarımıza kıyamayız değil mi?
Yorumlar kapalı.