Önce Vatan gazetesi yazarı Okay Gönensin yazdı. Arkasından Erhan Başyurt iddia olunan karanlık senaryonun kodlarını açan bir şerhle dikkatleri bu konuya yoğunlaştırdı. Her iki yazarın konuya bakışlarını birbirleri ile telif ettiğimizde, ortaya korkunç bir senaryonun deşifre edilebilen kodları ile karşı karşıya geliyorsunuz ki, büyük resmin belki de en küçük parçacığını oluşturması muhtemel bu kodlar bile, geleceğe dönük aydınlık Türkiye özlemi çekenlerin de, Yıldız ülke Türkiye uluslar arası algı sahiplerinin de bütün hayallerini yerle bir etmeye yeter de artar bile.
Andığım yazarların derinlemesine analizlerle ortaya koydukları dayanakları okuyamayan okurlarım için kısaca özetlemek gerekirse, öncelikle Gönensin’in “En Kara Senaryo” başlıklı yazısına baktığımızda, Ankara’da bazı karanlık senaryoların hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor. Kulislere yansıyan söylentilere göre, Yasama ve Yürütme erkinin cesur adımlar atmasının önünü kesmek için atılacak ilk adım; CHP’nin Anayasa değişikliklerini, “değiştirilemez maddelerine aykırı” olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne götüreceği ve Mahkemenin de gerekçeyi haklı bularak, referandumun önünü keseceği yönünde. Bu birinci aşama bir kesintiye uğraman uygulanabilirse, Anayasa Mahkemesi’nin kararını gerekçe gösteren Yargıtay Başsavcısı, “anayasayı ihlal girişimi” dolayısıyla AKP hakkında kapatma davası açacak ve Mahkeme, bir önceki kapatma davasında “odak” kararı verdiği için de Ak Partiyi rahatlıkla kapatma kararı verecek. Birçok milletvekili ve Başbakan’a da siyasi yasaklılığı da içerecek bu karar sonrası hükümet hükümet düşeceğinden seçimlere kadar CHP önderliğinde bir koalisyon kurulacak. Başbakan Erdoğan’ın katılamayacağı seçimde Ak Parti tarümar olacak, bir daha dirilmemek üzere tarihe gömülecek.
Bu senaryoyu irdeleyen Erhan Başyurt ise, senaryoya açıklık getiren ilginç siyasi paralelliklere dikkat çekiyor; “Birincisi, CHP daha Anayasa değişiklik paketi Genel Kurul’a sevk edilir edilmez, “Anayasa’nın değiştirilemez maddelerine aykırılık” şerhini düştü. Hatta metnin çok önceden yazıldığı ortaya çıktı. İkincisi, CHP daha paket Meclis’ten geçmeden, iptal için gerekli 110 imzayı topladığını açıkladı. Üçüncüsü, aynı şekilde diğer muhalefet milletvekilleri de Anayasa değişikliklerine ne Komisyon’da ne de Genel Kurul’da tek fire vermeden ret oyu kullandı. Dördüncüsü, DSP kökenli bağımsız Milletvekili Tayfun İçli, önceki gün Meclis kürsüsünden Yargıtay Başsavcısı’na “Teklif edilemezlik yasağına aykırı düşen Anayasa değişikliği gerekçesiyle, AK Parti’ye kapatma davası açması” çağrısı yaptı” diyor.
Bu kadar mı, hayır senaryo bu kadarla bitmiyor. Bir Yüksek Yargıca ait olduğu iddia edilen ve Ankara’da çeşitli mahfilleri hareketlendiren bir ses kaydını da ele alan Başyurt “Yüksek yargı mensubu olduğu su götürmez şekilde ortada olan benim son iki yazımda “X Man” olarak kodladığım o ses kaydı” diyerek senaryonun gerçekliğine kanıt gösteriyor. O kayda göre de mahut X Man, “Zannediyorum nisan-mayısta falan gündeme alırız şeyden sonra… Zaten odak olduğu belirlenmiş… Diyelim ki başsavcı yeniden dava açtı… Getirdiği zaman, işi biter… Bizim kararımızla milletvekillikleri de düşecek. Hepsi hakkında bir ton dava var. Hepsini içeri alacaklar” dediğini naklettikten sonra “Hâlâ birilerinin karanlık senaryolar ürettiğine ve saat gibi “tıkır tıkır” işlettiğine inanmadınız mı? Size 2007 yılını, 367 kararını, 27 Nisan e-muhtırası ve kapatma davası sürecini yeniden düşünmenizi öneririm” diyor.
Şimdi ister inanın ister inanmayın; Türk basınının iki değerli kaleminden alıntılarla naklettiğim bu Karanlık Senaryonun, Türkiye’deki değişimin önünü kesecek engellemelerinin ipuçları bunlar.
Yorumlar kapalı.