İYİLİKTE ÖLÇÜLÜ DAVRANMAK
Çoluk çocuğun haklarını zayi edecek, onları fakir düşürüp başkalarına el açmaya sevkedecek bir şekilde mal harcamak, hayır yapmak doğru değildir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v), böyle davranmak isteyen ashabına mani olmuş, onların aşırı hayır muhabbetini dengelemiş ve hayrın ölçüsünü şöyle ortaya koymuştur:
“Sizden biri sahip olduğu şeyleri getirip, ‘Bu sadakadır’ der ve elinden çıkarır. Sonra da oturup
insanlara el açar, ondan bundan dilenir. Bu doğru değildir. Sadakanın en hayırlısı zenginlik halini koruyarak verilen sadakadır.”
Sa’d b. Ebû Vakkas da (r.a) malının hepsini ALLAH yolunda harcanmak üzere vasiyet etmek istediğinde, Resû-lullah Efendimiz (s.a.v), “Hayır, hepsini vasiyet etme!” buyurdu. “Yarısını vasiyet edeyim” dediğinde, “Yarısı da olmaz”buyurdu. Sa’d (r.a), “Üçte birini vasiyet edeyim” deyince ALLAH Resulü (s.a.v), “Üçte bin de çoktur, fakat olabilir. Şunu iyi bil ki senin, vârislerini zengin bir halde bırakman, onları fakir bir halde terkedip insanlara el açmaya mecbur etmenden daha hayırlıdır. Hiç şüphesiz senin malından yapacağın hayırlar bir sadakadır, ailene ve çocuklarına yaptığın harcamalar bir sadakadır” buyurdu.
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) anlatıyor: Resûl-i Ekrem (s.a.v) sadaka vermeyi emrettiği sırada mescide, düşük kıyafetli bir adam girdi. Halk bağışta bulundu. Peygamber Efendimiz (s.a.v) adama iki parça giyecek verdi. Sonra halka tekrar, “Sadaka verin!” diye hitap etti. Derken o adam üzerindeki iki parçalık elbisesinin bir parçasını çıkarıp (sadaka olarak) verdi. Resûlullah Efendimiz (s.a.v), “Benim kılık kıyafetini düşük görerek iki parça giyecek verdiğim şu adamı siz de görüyor musunuz? Sadaka verin, dediğim zaman, kendisine az önce verdiğim iki parçadan birini çıkarıp (sadaka olarak) verdi.” (Resûlullah adama yönelip:) ‘Elbiseni al!’ dedi ve adamı (niye böyle yapıyorsun? diye) azarladı.
Yorumlar kapalı.