İnsan, Yüce Allah’ın yeryüzünü imar
etmesi, birçok yaratılmışı idare etmesi için yarattığı değerli bir varlıktır.
Yüce Yaratıcı, yaratma sanatının inceliklerini ve letafetini insanda toplamış,
insanı yaratılmışların en şereflisi kılmıştır.
Yüce Kitabımızda Rabbimizin beyanlarından
anlaşıldığı üzere, insan nesli mükerrem kılınmış, en güzel bir biçimde ve en
donanımlı bir şekilde yaratılmış, iyiliklerde yarışsınlar diye aralarında
farklılıklar oluşturulmuştur. Allah tarafından insana verilmiş olan can kutsal
kılınmış, dokunulmaz ilan edilmiştir. İnsanlar arasındaki hukuku düzenleyen
birçok ilahi mesaj Kuran’da yer almıştır. İşte
bu haklara “İnsan hakları”
denir.
Esasen İlahi dinlerin hedefi insanın
haklarını korumaya yöneliktir. Beş şeyin muhafazasını emreden dinimiz, canı,
malı, nesli, aklı ve dini değerleri korumayı hedefler. Bunlar hepsi insana
doğuştan verilmiş haklardır.
Hz peygamberimiz A.S vefatından kısa bir
süre önce Arafat’taki veda hutbesinde insanların doğuştan sahip oldukları
haklara değinmiş ve bu konuda titiz davranılmasını vasiyet etmiştir.
İnsanoğlu her şeyden önce insan olduğu için
değerlidir. Haklarına saygı göstermek icap eder. Bu insan Müslüman ise bir kat
daha saygındır. İyi ahlaklı bir Müslüman ise, Allah’ın yeryüzünde yarattığı en
saygın varlıktır. İnsanlar birbirinin hakkına hukukuna saygılı oldukları
müddetçe Allah’ın sevgisine ve rahmetine mazhar olurlar. Bunun aksi olduğunda
ise, insan için ne dünyada huzur kalır, ne de ebedi âlemde merhamet görür.
İnsan hakları 1789 Fransız ihtilalinden
sonra daha çok gündeme gelmiş olup, aynı asır içinde iki defa dünya savaşı
gören insanlık âlemi ancak 1948 yılında “İnsan
Hakları Evrensel Beyannamesi”ni yayınlamıştır. Ancak bu beyanname ile
dünyada insan hakları hak ettiği yere ulaşmamış, inanç ve ahlak buhranı
içindeki insanlık, içindeki kin ve nefretten kurtulamamıştır.
İnsan haklarının önündeki en büyük engel,
emperyalist ve egoist düşüncelerdir. Bundan dolayı, Hz Peygamber’in asırlar
öncesinden gösterdiği hedefe varılamamıştır.
Bugün dünyamızda insan haklarından
bahsederken ikiyüzlülüğün çirkinliğinden kendini kurtaramamış ve egoist
düşünceleri kontrol altına alamamış olanların lafları inandırıcı olmaktan çok
uzak görünmektedir.
Yaşama hakkına saygı duyanların yaşama
hakkına saygı duyulur. Biraz daha geniş ifade etmek gerekirse, insan haklarına
saygılı olan insanların haklarına saygı duyulur.
Asırlar öncesinden Hz. Peygamberimiz
Aleyhisselam, İnsanların canı, malı, ırzı ve namusunu kutsal ve dokunulmaz ilan
ederek, insanların üstünlüklerinin ancak Allah’a karşı gelmekten sakınmakla
olabileceğini ilan etmiş, Kul hakları konusunda bizleri ikaz etmiştir.
İnsanların yaşama hakkı, mülkiyet hakkı,
siyasi ve sosyal hakları, Medeni hakları, vatandaşlık hakları, gibi bütün hakları saygıdeğer olmalıdır.
“Halikın namütenahi adı var en başı Hak.
Ne büyük fazilettir Hakkı tutup kaldırmak”
Bizim
kültürümüzde hakkın ve hakikatin yanında olmak, zalimin değil mazlumun
destekçisi olmak vardır. Bu kültürün oluşumu İslam sayesinde gerçekleşmiştir.
Asırlar boyunca bizim sosyal hayatımızda “Yaratılanı hoş gördük yaratandan ötürü.”
Felsefesi hâkim kılınmaya çalışılmıştır. “İnsan
insanın kurdudur.” Şeklindeki bir emperyalist anlayışın yerini, “İnsan insanın aynasıdır.” Anlayışı
almıştır. Bu anlayış insan haysiyetinin açığa çıkmasını sağlamıştır.
Bir Müslüman olarak bizim dini hukukumuz
ikiye ayrılır. Bunlar Allah hakkı ve kul hakkıdır. Kul hakkı deyince de insan
hakları anlaşılır. Toplu olarak yaşadığımız bu hayatta her insanın hakkına
hukukuna saygılı olmamız, zulümden uzak, adalet içinde haksever biçimde
yaşamamız bizleri iyi insan ve iyi Müslüman haline getirecektir.
Hz. Peygamberimizin “Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği bir şeyi, din kardeşi
için de sevip arzu etmediği müddetçe imanı olgunlaşmaz.” sözünü
hatırımızdan çıkarmayalım. Yine Peygamberimizin “Her hak sahibinin hakkını veriniz.” Talimatına uygun yaşamaya
çalışalım.
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “And olsun ki, biz Âdemoğullarını şerefli
kıldık. Onların karada ve denizde gezmesini sağladık. Temiz şeylerle onları
rızıklandırdık Yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.” (İsra Suresi.
Ayet:70)
Yorumlar kapalı.