Eski Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler, “İsteyen Herkes Anayasayı Değiştirebilmeli!”
“Hayır diyenler vebal altında kaldıklarını hissedecekler?!”
Eski Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler, canlı yayında 12 Eylül’deki referandumla ilgili net konuştu. “Bu Anayasa rahmetli Turgut Özal’ın en büyük hayaliydi” diyen Dinçerler, sonucun ‘Hayır’cıları pişman edeceğini savundu.
Eski Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler, Tv8 Ankara Temsilcisi Erkan Tan’ın sunduğu, Erkan Tan ile Başkent’ten programının konuğu oldu.
“İsteyen Herkes Anayasayı Değiştirebilmeli!”
Dinçerler, “Bu Anayasa bizim ve rahmetli Turgut Özal’ın hayaliydi. Özal’ın en büyük hayali, Anayasayı milletin yapmasıydı. Hatta daha ileri gidip meclisin yarıdan bir fazlasını yakalayan herkes anayasayı değiştirebilmeli. Ne var kardeşim! Meclis üye sayısının yarıdan bir fazlasını elde edebilen her siyasi oluşum, Anayasayı değiştirse ne olur yani? Meclis’tekiler milli irade değil mi? Neden ‘Aktif Evet’çi olmayayım. Zamanında gücümüz yetmedi yapamadık biz. Bizim sayımız yetmedi. Önceki Anayasa değişikliğinde önemli değişiklikler yapılmadı. Sadece olmaması gereken yerler değiştirildi ama şimdi vesayetleri ortadan kaldıran bir değişiklik yapılıyor” dedi.
“Zamanında İlter Türkmen Devlete İsyan Etti.. İşte Bürokratik Vesayet Budur”
Geçmişten örnekler veren Dinçerler, “Bürokrat, devletin bürokratıdır. Ben de yaptım bürokratlık. Şeref duyarız. Bürokratik vesayet nedir? Milletin yetkisini şahsen kullanmaktır. Biz bürokrattık ama milletin temsilcilerine itaatkardık. 1984’te iktidara geldik. İlter Türkmen Dışişleri Bakanıydı. BM temsilcimizdi. BM de bir mesele konuşuluyordu. Dışişlerinden şu şekilde oy vereceksin diye haber gönderildi. Kendisine rahmetli Özal da telefon etti, şu istikamette oy kullan diye. Kullanmadı. Tam tersini diyeceğini söyledi. İsyan yani.
Demiş ki; Hükümetler gelip geçicidir, devlet ve devleti temsil eden büyükelçinin görevi daimidir. Her önüne gelen memur, ‘istediğimi yaparım suçuma razıyım’ derse olur mu? Soruşturma başlatalım dedik. Rahmetli Özal’da yumuşak kalpliydi. “Gerek yok. İktidara yeni geldik, bakarsın onun yolu doğru çıkar” dedi. Bürokratik vesayet kurumsal hale geldi” şeklinde konuştu.
Darbecilerle alışverişe bile gitmeyeceğini belirten Dinçerler sözlerine şöyle devam etti: “Bunu yargıda da, askeriyede de görüyorsun. Onlar da bürokrat. Eski Yargıtay başkanı, “82 Anayasası, darbe Anayasasıdır” diyor. 82 anayasasını TSK yapmadı. İhtilalciler yaptı. TSK bugün, benim yaşımdaki bir insana gel memleket tehlikede desin. 1 saniye durmam. Darbecilerle alışverişe bile gitmem. Elinde silah bulunanlar zorla siyasi kararlar dayatıyorlarsa darbecidir”
“Yargıtay ve Danıştay Kimse Karışmasın Biz Seçelim Diyor… Bütün Tantana Bu!”
Dinçerler, MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı’nın Ak Parti için “HSYK’yı ele geçirmeye çalışıyorlar” sözlerine yönelik de şöyle konuştu:
“Bu hükümet, bu cumhurbaşkanı ebedi mi kalacak? Yarın giderler başkası gelir. HSYK, Milletin emrinde kalıyor. Partinin, iktidarın değil. Vesayet budur. Hakimler Kurulunun yarısını seçme şansını hakimlere bırakmak günah mı? HSYK’nın hali bundan daha geriye gitmiyor aksine daha demokratik oluyor. Seçilmiş hakimler seçelim diyorlar. ABD’de ikinci seçmenler seçiyor. Bizde de yargı sisteminde ikinci seçmenler yani Yargıtay ve Danıştay üyeleri seçiyor. Bizim yetkimiz gitmesin diyorlar. Tantana bu.”
“Anayasa Mahkemesi ve HSYK Sadece Allah’a Hesap Veriyor”
Vehbi Dinçerler açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Milletçe denetlenmeyen, millete hesap vermeyen bir kurum olabilir mi? HSYK’yı kim denetliyor. “Sen şuraya, sen buraya” diyor…Hiçbir yere hesap verme, seçime girme, aşağıdaki hakim savcıların üye seçmesine tahammül etme. Yargı denetime açık değil şu anki durumda. Anayasa Mahkemesi 411 kişilik çoğunluğun verdiği kararı reddediyor ama kime hesap veriyor. Sadece Allah’a hesap veriyor. Vicdanları açısından iyi, güzel ama bu Allah’ın işi değil ki. Allah, Türkiye’deki hakimleri atama işiyle mi uğraşacak?
“Devlet Değil; Millet Kutsaldır”
Hayırcılar kutsallık anlamı yükleyerek meseleleri tartışıyorlar. Biz Anavatan Partisi’ndeyken dedik ki; Devlet, milletin emrindedir. Bu Anayasaya; devletin milleti ve ülkesiyle diyor. Sanki önce devlet var, devlet de kendine millet, millet de ülkesini bulmuş. Böyle şey olur mu? Biz dedik ki millet devletin amiridir. Devlet milletin emrindedir. Önce millet var. Devlet kutsal olur mu kardeşim. Allah mı yarattı devleti? Eğer kutsal olan bir şey varsa insan kutsaldır. Bir şeye kutsal dersen ona dokunamazsın, değiştiremezsin, eleştiremezsin.
“Başörtü Meselesini Askerlerin Çözmesi Lazım”
Kalıcı olan TBMM şahsiyetidir. Yarın iktidara başkaları gelir Anayasayı bir daha değiştirirler. Nasıl Anayasa Mahkemesi ve HSYK, Ak Parti’de kalıyormuş? 411 oyla gelen başörtü meselesi Anayasa Mahkemesine gitti. Anayasa Mahkemesi reddetti. Bu konuyu askerlerin çözmesi lazım. Kendi annesini kapalı diye ordu evlerine alamıyorlar, üzülüyorlar. Temel felsefe olarak oradan başlayalım
“YARSAV Konuşabiliyor, TÜSİAD Korkuyor”
TÜSİAD, YARSAV kadar olamadı. Anayasa meselesi bu vatanda yaşayan herkesin sorunu. Herkesin evet veya hayır demek için gerekçeleri var. TÜSİAD’ın, sivil toplum örgütlerinin kararlarını açıklaması lazım. Temsil yetkisi olan herkes açıklayacak. Üyeler istemezse dinlemez. YARSAV çok rahat konuşuyor ama ötekiler niye korkuyor? Özellikle TÜSİAD neden korkuyor fikrini söylemiyor?
“Hayırcılar Pişman Olacak”
Yüzde 51 oy ile kabul edilse geçerlidir. Kural aynı. Yükseklik belli atlayamazsan senin sorunun. Kimse şimdiden mızıkçılık yapmasın. Yüzde 51 hayır çıkınca oluyor da yüzde 51 evet çıkınca olmayacak mı? Oylama sonunda hayırcılar pişman olacak. Biz bunu yaşadık. Rahmetli Özal’a hain derecesinde suçlamalar yöneltenler sonradan kefaret öder gibi gelip özür dilediler. Bizim o zaman yapmak istediklerimize karşı çıktıkları için pişmanlık duydular. Şimdi de benzer bir durum olacak. Hayır diyenler vebal altında kaldıklarını hissedecekler.”
Yorumlar kapalı.