Hayal kuran insan içinde duygu besliyordur, düşünüyor ve umutlanıyordur. Hayal umuda niyetin ilk basamağıdır bana göre. Bir hayalle başlayan hedefler düşünceye akseder. Oradan niyete dönüşür. Niyete düşen her ne var ise umutlandırır insanı. Bu bir talep halidir. Eylem ve aksiyon alarak ortaya çıktığında ise fiil ve davranış olur. Bu nedenle hayal kurmak önemlidir. Hayal kurmayan düşünce ölüdür. Bu nedenle güzel hayalleri beslemek gerekir.
İnsan neleri hayal etmez ki? Dünya adına, duygu adına ve ruh adına çok hayaller kurar. Sevilesi olanları hayal eder. Yaşanmışlıkların güzelliğini yine güzel yaşanması için hayal eder. Geçmişin hayali ise insanı ya hüzünlenlendirir ya da tebessüm ettirir. Bazen de düşündürür. Geleceğin hayali ise hayata tutunmanın en önemli unsurudur zannımca.
Hayaller ve düşünceler insanın en özgür alanıdır belki de. Hayalini kurduğunuz her ne ise hayal edilenin bundan haberi bile yoktur. O yüzden hayal kuran insan kendisine misafir ettiği o perdeli silueti özgürce sevebilir, kızabilir. Kendisini rahatlatabilir. Umutlanır ve kendisini teselli eder bir bakıma. Hayallerini alırsanız insandan geriye ne kalır ki? Güzel hayaller ruha bile fayda sağlar. Maneviyat adına da hayal kurmak güzel bir düşünce şekli değil midir? Tefekkürün yolunu açar…
Hayal kırıklıkları mı dediniz? Evet hayalleri de kırılır insanın. Ömrün geleceğini hayal edip güzel düşleyenlerin duvara çarpmasıyla kırılır hayaller. Yönü değişir, saklanır. Lakin tamamen elinden alınması demek bir ışın gibi çarpıp yok olmasıyla sonuçlanabilir. Yok mudur sizin de böylesi kırılmış hayalleriniz? Neler hayal ettiniz şu hayattan ne buldunuz. Neyi düşlediniz elinize ne geçti. Bir ömrün muhasebesinin ardından ne kadarı gerçekleşmiş hayallerinizin. Ne kadarı elinizden uçup gitmiş. Ömrünüzün yaşanmışlığından bugüne taşıdığınız miras nasıl bir şeydir? Yıllar öncesine döndüğünüzde hayal ettiğiniz hayat bu muydu hiç soruyor musunuz kendinize?
Hayat sizi kimlerle karşılaştırdı. Hiç aklınızda olmayanlar başınıza mı geldi? Hiç akıl ettikleriniz gerçekleşti mi? Hayat sizleri aklınıza ve hayalinize dahi gelmeyecek nelerle ve kimlerle karşılaştırdı? Onlardan size kalanlar nelerdir. Eğer bu soruların cevabı olumlu ise hayalleriniz sizi mutluluğa taşımış demektir. Yok eğer olumsuz ise yeni hayaller kurmaktan kendimizi alı koymamamız gerekir.
Ya hayaller olmasaydı! Çekilir miydi hayat? Elbette insan sadece hayalde de yaşamamalı. Gerçekle hayalleri dövüştüğünde insanın yine de duyguları tercih etmeli. Tabii ki aklı yok saymadan. Peki hayalle rüyaların bir bağı var mıdır? Yoksa kardeş midir ya da da yol arkadaşı. İkisi de bir anlık tiyatro bir anlık gölge bir yalandan ibarettir belki de… Hayatın bizzat kendisi de masal gibi, rüya gibi hayal gibi değil midir zaten? Öyle ise hayalsiz olmaz!
Hayallerinizin gerçek olması ve gerçeğinizin ise hayalleriniz kadar özgür olması dileğiyle.
Yorumlar kapalı.