Bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin kendi ümmeti için bir örnek ve önder olması gibi diğer peygamberler de kendi ümmetleri için birer örnek ve önder olmuşlardır. Peygamberler yaratılış ve ahlak bakımından insanların en üstünü ve en seçkinleridir. Onlar kendilerinden başka hiç kimseye nasip olmayan Allah’tan vahiy almak gibi bir özelliğe sahip olmuşlardır. Bunun yanında diğer insanlar gibi yiyip içen evlenen sevinen ve üzülen birer beşerdirler, insandırlar. Kuran’ı Kerim’den öğrendiğimiz üzere mizaç ve karakter bakımından birbirlerinden farklılık gösterdikleri gibi Allah katındaki dereceleri de birbirlerinden farklılık göstermiştir. Konu ile ilgili rivayetlerden anladığımız kadarıyla 124.000 peygamber gelip geçmiştir. Allahu Teala Kuran’ı Kerim’de bunlardan sadece 28 tanesinden bize bahsedip haber vermiştir. Diğer peygamberlerin isimlerini dahi bilmemekteyiz. Ancak Onların hepsinin Allah tarafından gönderildiklerine inanırız. Onlardan kimisine sahifeler indirilmiş, dört tanesine de büyük kitap indirilmiştir. Musa aleyhisselam’a Tevrat, Davut Aleyhisselam’a Zebur, İsa aleyhisselam’a İncil, bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’e ise Kur’an-ı Kerim indirilmiştir. Biz, önceki kitapların bozulmamış şekillerinin de Allah’tan geldiğine inanıp iman ederiz. İnsanlığın önderi ve örneği olan bu peygamberlerin- Allah’ın salat ve selamı hepsinin üzerine olsun- hepsi de en güzel hasretlere sahip olmakla beraber, hepsinde ortak olarak bulunan ve hepsinde öne çıkmış olan beş ortak özellikleri vardır ki, biz bu yazı dizimizde bu özelliklerden bahsedeceğiz İnşallah.
Bunlar; emanet, sıdk, tebliğ, ısmet ve fetanet sıfatları/özellikleridir. Bu özellikler bütün peygamberlerde tam ve kâmil manada bulunmakla beraber bütün inananlarda/ müslümanlarda da bulunması gereken, bulunması beklenen özelliklerdir. Şimdi bu özelliklerin kısa kısa açıklamasına geçelim.
EMANET: Güvenilir olmak demektir. Bütün peygamberler, içinde yaşadıkları toplumlardaki en güvenilir kimselerdir. Efendimize – sallallahu aleyhi ve sellem- kendisine henüz peygamberlik gelmeden önce, gençlik yıllarında güvenilen kişi anlamında “Muhammedü’l-Emin” adı verilmişti. Mekke’de en güvenilen kimse olarak bilindiğinden insanlar kimseye emanet edemedikleri eşyalarını getirip Peygamberimize bırakırlardı. Hatta öyle ki, Peygamber Efendimize peygamberlik gelip dinini yaymaya başlaması ile Mekke müşrikleri zamanla kendisine ve bütün Müslümanlara karşı cephe alıp dışlayarak boykot uygulamış olsalar bile, yine de Peygamberimize güvenmeye, emanetlerini getirip bırakmaya devam etmişlerdir.
Mekkeli müşriklerin iyice sıkıştırıp Medine’ye hicret etmeye mecbur bıraktıkları dönemde Peygamberimizin yanında Mekkelilere ait emanetler bulunuyordu. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Hazreti Ebubekir radiyallahu anh ile beraber gizlice Mekke’yi terk ederken Hz Ali radıyallahu anh’ı kendi evinde, yatağında bırakıp, ertesi günü bu emanetleri sahiplerine iade etmesini söylemiş O da kendisine söylendiği üzere emanetleri sahiplerine iade etmiştir.
Bu haftalık bu kadarla yetinelim, emenet/güvenilirlik sıfatı ile ilgili kaldığımız yerden bir sonraki yazımızda devam edelim inşaallah. Allah’a emanet olun.
Halil İbrahim Sabırlı
İlçe müftüsü
Yorumlar kapalı.