GURUR VE KİBİR
Hepimiz insanız; insan olmamız hasebiyle de birçok ruh hastalıklarımız var şüphesiz. İnsan oğlunun en büyük ruh hastalıklarından birisi, gurur ve kibirdir.İnsanlık var olduğundan beri bu hastalıkta maalesef insanlar arasında vardır.Var olmaya da devam edecektir.Adem (as) ’in oğulları arasındaki (Habil ile Kabil’in ) olayda gurur ve kibirin sonucu olan kıskançlığın ve fesatlığın neticesidir.Anlayacağınız gurur ve kibir; fesat ve kıskançlığı doğurur.
Gurur kelime itibariyle “yanılma” ve “aldanma” manasına gelir. Yani kendi kendimize aldanmadır, kendimizi aldatmadır. İnsanda gurur; manevi bir ruh halidir.Bir hastalıktır.Kibir ise kelime olarak üstünlük taslamak, büyüklük kompleksi, başkalarından kendisini farklı ve üstün zannetmektir.Kibir de gurur gibi manevi ve ruhsal bozukluk hastalığıdır.
İşte insanın kendisini, kim olduğunu ve nerede bulunması gereğini,toplum içerisindeki mevki ve konumunu tayin edemeyişi, netice olarak kendisini gereğinden üstün görmesidir. Gurur ve kibir hastalığının böyle kişilerde hat safhada olduğunu gözlememiz yanlış olmayacaktır.Böyle hastalığa düçar olanlar inanışımıza göre iflah olmazlar.Çünkü bu kur’anın emridir.Kur’an gurur ve kibiri reddetmiştir.
Kişilerin bulunduğu mevkiler, zenginlik, soy sop bağnazlığı, başkaları ile olan münasebetleri, kendisinden büyük olan ve küçük olanlara karşı olan tavırları, başkalarının kendisinden daha ileride oluşu, üstün vasıf ve hasletlere sahipliği o kişi üzerinde bir nevi aşağılık kompleksi yaratarak gurur ve kibir hastalığının nüksetmesine (başlamasına) zemin hazırlar.
Gurur ve kibir hastalığı taşıyan kişide, tıp ilmindeki diğer hastalıklarda olduğu gibi kronik bir hastalığı olan zamanında tedavi edilmez ise başka hastalıklara davetiye çıkardığı gibi, gurur ve kibir hastasında da diğer bazı yan hastalıklar görülür.
Mesela aşağılık kompleksi gelişir. Buda bir nevi ruhsal bozukluktur. Aşağılık kompleksine kapılan kişide kendisini başkalarından üstün görme ve kıskançlık sendromunu ortaya çıkar. Bu sendrom yüzünden kendisini yer bitirir. Kimseyi beğenmez, kişilerde mutlaka eksik bir yön, eksik bir şey bulur. Bunu alenen söyler. Söyler ki aklı sıra güya kendi üstünlüğü ortaya çıksın. Her şeyi bilir, hatta en iyisini o bilir. Başkası benden daha iyi bilebilir, daha iyi yapabilire asla tahammülü yoktur.
Çağımız böyle ruhsal hastalıklı kişilerle doludur. Çevremize baktığımız zaman, etrafımızda ve hatta yakınlarımız arasında dahi böylelerini görebiliriz.Çünkü böyleleri kimseyi beğenmez, onlar her şeyin iyisini bilir.Cahildirler ama bilenlerle yarışırlar.Doğru ile yanlışı ayırt edemezler. Kendi bilgi ve görüşlerinin doğruluğunu yanlışta olsa bile bile kabul ettirmeye çalışırlar. Çünkü beslendikleri kaynak cehalettir. Devamı yarın…
Yorumlar kapalı.