Gündemin
anaforunda üç odak noktayı dikkatinize sunduğum bu yazının ilk bölümünde,
ülkemizin Suriye bağlamında düşürülmek istendiği kirli tezgahın özgeçmişini;
ikinci bölümünde, demokrasinin olmazsa olmazı muhalefetin CHP kanadında esen
rüzgarları ve partinin ana çizgisinden sapmaları tespit ve not etmeye çalıştım.
Şimdi sıra Türkiye gündemli Rus-İsrail ilişkilerindeki kirli bir pazarlığın
kapağını aralamaya geldi.
İsrail’de
yayımlanan Haaretz gazetesi geçen hafta, Moskova’nın, son zamanlarda
yaşanan Türkiye-İsrail yakınlaşmasından rahatsız olduğunu İsrail’e en üst
seviyede ilettiğini duyurdu. Rahatsızlık konularının başında, Türkiye’nin
Gazze’deki etkisine paralel olarak İsrail doğalgazının Avrupa pazarına arzı
konusundaki muhtemel işbirliği geliyor.
Haaretz’in
dış politika yazarı ve diplomasi muhabiri Barak David’in imzasıyla, 18
Şubat tarihinde gazetenin internet sitesinin manşetinden yayımlanan haber
analizde, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da bir araya geldiği
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun özel temsilcisi ve Dışişleri Genel Direktörü
Dore Gold’a sadece kendilerinin değil, Mısır’ın da böyle bir yakınlaşmayı
onaylamadıklarını ve bundan büyük rahatsızlık duyduklarını bildirdi.
Haaretz’in
haber analizine göre, uzunca bir süredir Cenevre’de yürütülen
görüşmelerde Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile
İsrail adına görüşmeleri yürüten İsrail Başbakanı Netanyahu’nun özel temsilcisi
ve Dışişleri Genel Direktörü Dore Gold’un Moskova ziyaretinde gündemin Suriye
krizi ve İran’a Rus S-300 füzesi satışı olmasına karşın, Rus tarafı son
zamanlardaki Türkiye-İsrail yakınlaşmasını da gündeme getirdi. Rus Dışişleri
Bakanı Lavrov, Gold başkanlığındaki İsrail Dışişleri heyetine Türk-İsrail
yakınlaşmasında iki konuda kaygılı olduklarını ve bu konularda açıklık
istediklerini iletti.
Lavrov,
bunların başında Suriye’de çıkarlarının kökten çatıştığı Türkiye’nin Gazze’de
güçlü bir “köprübaşı” oluşturması ihtimalinin
Rusya’da rahatsızlık yaratması. Haberin içeriğinde, Türk ve İsrail temsilcileri
arasındaki görüşmelerde Türk tarafının
Gazze ablukasının kaldırılması konusunda ısrar etmemekle birlikte,
Gazze’ye elektrik üretecek güç santrali vb. gibi insani amaçlı altyapı
yardımları sokmak için özel statü istemesinin hem Rusya hem de Mısır’da
Türkiye’nin bu yolla Gazze’deki konumunu güçlendirmesinden kaygılı olduklarının
dikkate alınması istenmektedir.
Lavrov’un
İsrail heyetine ilettiği ikinci konu, İsrail doğalgazının Türkiye’ye satılması
ve Türkiye üzerinden de Avrupa pazarına taşınması projesinden duyulan
rahatsızlık.
Haaretz’in
dış politika yazarı ve diplomasi muhabiri Barak David, bu arada
okurlarının dikkatine bir konuyu daha sunuyor; O da, Türkiye’nin en büyük
doğalgaz tedarikçisinin Rusya olduğu
gerçeği.
Şimdi
tüm bu kapalı devre pazarlıklar ne anlama geliyor ona bakalım;
Cumhurbaşkanı’nın Davos’taki “One minute” çıkışı ve Mavi Marmara
krizinden sonra iyice çıkmaza giren Türk-İsrail ilişkileri, İsrail’in her geçen
gün Ortadoğu halkları nazarında pekişen yalnızlığını kırmanın yollarını
ararken, Rusya ve Mısır yönetimi Türkiye’nin Ortadoğu halkları nazarındaki
prestijini daha da yukarılara taşımasına fırsat verecek anlaşmaların önünü
kesmeye çalışıyor. Kuşkusuz Rusya ve Mısır’ın Türkiye-İsrail yakınlaşması
karşısındaki bu ortak tavır, İsrail’in Türkiye ile imzalamaya çalıştığı
muhtemel anlaşma üzerinde önemli bir etki yaratacaktır. Nitekim Haaretz
muhabiri, İsrail Dışişleri Sözcüsü Emanuel Nachshon’un Moskova’da gündeme gelen
Türkiye başlığı konusunda yorum yapmaktan kaçındığını da okurlarıyla
paylaşıyor. Türkiye’yi PYD eliyle Kuzey’den, kendi askeri unsurlarıyla da
Batı’dan kuşatmaya çalışan Rusya, Türkiye’nin doğalgaz kaynak çeşitliliği
arayışlarını da engelleyerek kendisine olan bağımlığımızı garanti altına almak
istiyor.. oyun içinde oyun oynuyor.
Yorumlar kapalı.