Gün geçmiyor ki sevdiğimiz insanların vefat haberlerini almayalım. Her gün tanıdık eş, dost ya da değer verdiğimiz insanların ölüm haberleriyle irkiliyoruz. İşte bunlardan birisi ve benim için en önemlisi daha. Çok sarsıldık. Kendi adımıza üzüldük. Tosya’mızın köşe taşı hükmündeki bu insanların gidişi ve yerlerinin doldurulamayacak olması da ayrı bir elem oluyor insan için. Evet bir gönül insanı olan Hacı Mustafa Ünsal’ı kastediyorum bu defa.
Sen bizim Matbaacı lakaplı abimizdin. Dünya iyisi ve ahiret delisiydin. Gönül kırmadan tamamladın ömrünü. İnsanlara güler yüzünü hiç eksik etmedin. Mutedil olmayı öğütledin. Tevazuu, matbaacı hacı abimizin sanki öbür adı idi. Güzel ahlak insanıydın. Peygamber Efendimize aşıktın. Sünnetlerine itinalı, dikkatli ve gönülden bağlıydın. Ehl-i Beytin Seyyidlerine sevdalıydın sen. Hürmetin sonsuzdu cedlerine olan sevginden. Güzeller içinde başka bir güzel ruh taşıyordun.
Nice zamanları ve anları paylaştık seninle. Uzun yolculuklar yaptık çeşitli defalar. Konuştuğumuzda ruhumuz serinler, maneviyatımız artardı. Sükûnet bulup öylece ayrılırdık yanından. Davasına sadık, dostlarına vefalı bir insandın. Allah dostları mihmandarındı. Onlara bağlılığın bir başka idi. İnsana, hakka ve dine hizmette çoğu kimseden fazlaca öndeydin. Çok yük çektiniz ailecek. Yıllarca insanları evinizde misafir edip, ikramlarda bulundunuz. Yüksünmeden, gücenmeden, şikâyet etmeden yaptınız bu güzel hizmetleri. Halka hizmeti Hakkın rızasına talip olmada vesile bildiniz. Böylelikle nice insanın hidayetine vesile olma yolunda bir ömür adadınız. Ne mutlu sizlere. Hak davasına adanmış bir ömür ve sadakayı cariye. Amel defterin açık, dolmaya devam edecek vefatından sonra da. Ektin, biçeceksin inşallah. Amellerinin karşılığını hasat edeceksin…
Şahidiyiz koca bir ömür çabaladığının. Boş değildi bu çabalar. Ümmet ve insanlık için, iman ve ahlak için yoğun bir gayretti. Hem de karşılıksız. Çünkü ideal bir muhabbetin karşılığına denk geliyordu bu ameller. İmanı sağlam, hoş gönüllü, yürek insanıydın. İnandığın davaya adanmış bir ömürdü senin ki. Küçük meseleleri sorun etmeden insanlarla sürtüşmeden sorunsuz ve saygın bir hayat yaşadın. Net bir duruşun vardı. Sevmezdin rol yapanları, sözünün eri, ne söylemişsen o idin. Riya yoktu. Gazetende yazma mı istemiştin. Ancak takma isimle yazmamı kabul etmemiştin. Zaten gazetene verdiğin isim de Açıksöz değil miydi? İsmi ile müsemma adam!
Memleket toplantıları olduğunda gazetecilik kimliğine sığınarak yanınızda oturmayı tercih ederdim. Bürokrasiden sıyrılırdım siniz yanınızda. Ankara’dan yerel haberler olduğunda gönderirdim kendisine. Ülke siyaseti, Tosya, ilim, amel, ahlaklı insan yetiştirme ve cemiyet hayatı üzerine sohbetler ederdik. Vakit yetmezdi bize. Severdi bizimle konuşmayı. Yaşı ve birikimine rağmen iyi bir dinleyiciydi de aynı zamanda. Kimi zaman naz yapardık kendisine. Tatlı sitemler ederdik çayımızı yudumlarken. Gerçekten güzel günlerimiz oldu. Dost ve samimiydik. Duygudaşlık yaptık, dert paylaştık, sırdaştık biz. Ortak dostlarımızı muhakkak sorardın her görüşmemizde. Seni sevdiğimiz kadar senin tarafından da sevildiğimizi bilirdik. Biz senden razı idik. Senin de bizden memnun olduğuna emindik. İyi ki seni tanıma ve gönül insanlığına şahit olma bahtiyarlığı nasip oldu bize…
Evlatlarına ve sevenlerine kutlu bir miras bıraktın. Ardından hayır dualar edecek gönüller bırakarak veda ettin bizlere. Senden önce giden güzel insanlara sende katıldın şimdi. Onlar muhakkak seni karşılamıştır. Bizim de muradımız emri hak vaki olduğunda bu dünyada olduğu gibi öbür dünyada da size ve sevdiklerimize kavuşmaktır. Hasılı seni başka severdik be Mustafa Abi. Razı idik senden. Gönül dünyamızdaki yerini doldurmak zor olacak. Ruhun şad, mekânın cennet olsun güzel insan. Matbaacı Gazeteci Hacı Mustafa Ünsal abimizi daima özleyeceğiz…
Açıksöz camiasına, Ünsal ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Ruhuna binler Fatiha…
Yorumlar kapalı.