Sevinçlerle, hüzünlerle, doğumlarla, ölümlerle, başarılarla, hezimetlerle, yani olması gerekenlerle, yani imtihan için geldiğimiz şu geçici konaklama yerimizde imtihana tâbi tutulmamızın bütün yönleriyle dolu dolu geçirdiğimiz bir haftanın ardından hayırlı Cumalar…
Asıl konumuza, yani Kur’an’dan müminlerin özelliklerini nakletmeye devam etmeden önce gündeme dair kısa bir değinim olacak. Operasyonlar, saldırılar, kazalar ve şehid haberlerinden iktidara yüklenmeyi vazife addedenler, ordumuzun başarılı operasyonlarıyla gururlanmak yerine, “niye meşru hükümetin kararlarına uyarsın” diyerek orduyu darbeye çağıranlar, daha dün denecek yakın bir zamanda “ülkeyi savaşa, bataklığa sokacaklar” diye yaygara yapıp bugün “niye askeri kurtardın, niye türbeyi getirdin, niye orada kalıp savaşmadın” saçmalığında sorular soranlar var ülkemde. Ve ne yazıktır ki, sokaktaki çocuğun bile yapmayacağı bu işleri yapanlar ülke yönetimine talip olan koca koca adamlar. Yazılıp çizilecek çok şey var ama bazen sükût etmek gerekiyor.
Pazartesi günü Furkan Suresinin 67. Ayetini izah etmeye çalışmış ve orada bitirmiştik. Bugün 68’den devam ediyoruz inşaallah. “Onlar Allah ile birlikte bir başka tanrıya tapmayanlar, yalvarmayanlar; haklı bir sebebin dışında, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı, saygıya layık bulduğu cana kıymayanlar, zina etmeyenlerdir. Kim bunları yaparsa, işlediği günahının cezasını bulur.” (Furkan/68). Onlar ki Allah ile beraber bir başka ilaha yalvarıp yakarmazlar. Bu ayet müminin temel ilkesi, olmazsa olmazı tevhide dikkat çekiyor. Şirkten titizlikle sakınmak, korku, umut ve sevginin merkezine yalnızca Allah’ı yerleştirmek.
Allah ile birlikte başka tanrılara tapmak ne demek? Allah’a iman edip de; yanı sıra paraya, güce, makama, şöhrete, kadına, erkeğe, şehvete, servete, hâsılı kelam dünyevî olan geçici her şeye hak etmediği bir değer vermek, onları yüceltmek ve uğruna ahireti feda etmek, şirkin çeşitlerinden birisidir. Üç madde var ve birincisi şirkten kesinlikle kaçınılması gerektiği. Diğer madde, meşru ve haklı bir gerekçeye dayanmaksızın Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymamak. Yani canı emniyete almak. Yani yaşama hakkını kollamak. Ve zina da etmezler. Her kim bunları yaparsa günahın tâ dibine kadar batar. Cana kastetmek maddi suçsa zina etmek de manevi suçtur ve bu ikisi aynı ayette zikredilmiştir. İkisinin de önemine binaen.
“Onlar öyle kişilerdir ki, yalan yere şahitlik etmezler, boş ve anlamsız şeylerle (uğraşan kimselerle) karşılaştıkları zaman yanlarından vakarla geçip giderler.” (Furkan/72) Müminin bir başka önemli özelliği de budur. Yalandan ya da sahtekarlıktan yana olmazlar. Adaletin karşısında yer alıp da adaletsizliklere kapı açmazlar. Olmamış bir şeyi olmuş gibi göstermezler. Kesin bilgiye sahip olmadıkları konularda çıkıp da insanları yanıltacak yalan sözler söylemezler. Yalanı savunmazlar, sahte olanı korumazlar, onun yanında olmazlar, onunla aynı hizada aynı karede görünmezler. Onlar simülatif ve sanal olanla birlikte olmazlar. Sahte hayat tarzı, sahte gülücük, sahte maske, maskeli bir yüz, sahte bir tavır, sahte bir duruş sergilemezler ve tabii yalandan yana olup da ona şahit olmazlar. Yalanın savunmasını üstlenmezler. Makamlarına, gelirlerine, toplumdaki konumlarına mâl olsa da hak bildiklerini söyleyip, yalandan kaçınırlar.
Yararsız ve anlamsız olan şeylerle karşılaştıklarında da vakarla geçip giderler. El lağv, amaca ulaşmada hiçbir fonksiyon üstlenmeyen boş ve anlamsız olan her şeydir. Boş ve anlamsız… Onlara takılmazlar, onlarla uğraşmazlar. Yani meşhur duvar yazısının güncel tabiriyle “Aptallarla tartışmazlar, çünkü başkaları aradaki farkı anlamayabilirler.”
Furkan Suresinin yazımızın konusunu oluşturan ve de son ayetleri olan diğer beş ayetini de, Rabb’im fırsat verirse Pazartesi günü tefsir edip bu suredeki mümin vasıflarını da bitirip başka bir sureye geçeceğiz inşaallah.
Hayırlarda yarışıp boş işlerden uzak duranlardan olmak duası ve selam ile…
Yorumlar kapalı.