EVLİLİKTE İMAJ HİÇBİR ŞEY!-1-
Bu yazı dizimizde günümüzün moda sözcüğü, moda diye takıldığımız İMAJ konusunu işleyeceğiz.EVLİLİKLERİMİZ ve İMAJ hakkında görüşler aktaracağız sizlere elimizden geldiğince.
Devir imaj devri… Görüntü her şeyden önemli. Çünkü artık değerlerin, ahlaki ölçülerin hiçbir anlamı yok. Önemli olan insanların sana baktıklarında hayranlık duyması, giyiminle, gidip geldiğin mekanlarla, tatil yaptığın yerlerle, arabanın markası, oturduğun siteyle “zengin” bir görüntü vermen… Modern hayat çocukluktan itibaren insanları böyle bir kalıbın içinde yaşamaya zorluyor; iyi ve özel okullarda okumalı, marka giyinmeli, alışveriş merkezlerinin müdavimi olmalı, yediği yemekten çorabına kadar kullandığı ve tükettiği her şey marka olmalı.
Modern insanın işi ve kariyeri de zaten özenilesi imajını desteklemeye yaramalı. Her şey dışardan bakanlar “Ne kadar zengin, ne kadar güzel, ne kadar bakımlı, ne kadar karizmatik, ne kadar modern desinler’ diye yapılıyor. Kimse kendisini Allah’ın nasıl bir kul olarak göreceğiyle ilgili bir kaygı taşımıyor. Böyle bir dayatmanın sonucunda imaj derdindeki insanın yapacağı evliliğin de hayatındaki her şey gibi o mükemmel görüntüyü tamamlaması gerekiyor. Bu yüzden de eş adayının karakteri, ahlakı, insani özellikleri değil imajı önem taşıyor. Sosyolog Fatma Karabıyık Barbarosoğlu bu durumu “Modern hayat bizi nefsimizin isteklerini coşturmaya çağırıyor. İslam’ın nefis terbiyesi hiçbirimizin gündeminde değil. Hiçbirimiz kendimizi manevi olan ile şarj edemiyoruz. Hal böyle olunca Peygamber Efendimiz’in “hanımları ahlakı için nikahlayın” tavsiyesini duyacak kulak azalıyor” şeklinde özetliyor.
Üstelik dışarıya verilen imaj ne olursa olsun evliliğin uzun süreli bir birliktelik olduğu düşünülürse sadece görüntüye bakıp verilecek bir evlilik kararı daha başından aile birliğini dinamitlemek anlamına geliyor. Editör Bülent Şahin Erdeğer de imaj için yapılan evliliklerin sahteliğine dikkat çekerek “Toplumda var olabilmeyi, bir kişilik sahibi olabilmeyi ancak sahte şeylerle başarabilen kişiler bunun için imaj sahibi olmaya çalışıyorlar. Sahte kimliklerini güçlendirebilmek için de ‘güzel bir kadın’ ya da ‘zengin bir erkek’ olarak görünmeye ve bu tiplerle evlenmeye çalışıyorlar. Bu tarz evlilikler evlenen tarafların sahteliği kadar sahtedirler. Kendi şahsiyetlerini insanı insan yapan değerlerle inşa edemeyen kişilerin sanal birlikteliklerinden ortaya çıkacak aileler de sahici olmayacaktır. Oysa evlilik ahlak toplumunun yapıtaşıdır. Evliliği sahici olmayan bir toplumun kendisi de ancak imaj’dan yani bir yanılsamadan ibaret olacaktır” şeklinde konuşuyor.
Üniversiteli Serkan Sevinç ise “Eş seçerken sanki bir şirketin insan kaynaklarına eleman alır gibi bakılıyor eş adayına. Aile saygı, sevgiden öte başka çıkarların gözetilmeye başlandığı bir yer oldu” diyerek bir durum tespiti yapıyor. Uzman Arzu Cihangir de modern hayatın imaj dayatmasının hepimizi bir şekilde etkilediğine dikkat çekerken öyle bir bakışla yapılan evliliklerin hiç de sağlıklı olmadığının altını çiziyor. Cihangir, “Eskiden evlilik için aranan kriterler efendi olmak, kötü alışkanlığı olmamak, çalışkan ve dürüst olmak gibi özelliklere sahip olmaktı. Ancak son yıllarda durum biraz değişti. Kriterler ‘Ne iş yapıyor, ne mezunu, arabası var mı, tipi nasıl, eğlence alışkanlıkları nedir?’ gibi sorulara kaymaya başladı. İmaj yeni dünyanın en büyük özelliği. Ama sırf imaj için yapılan bir evliliğin saadet getirmediğini bilecek kadar da çok vak’a gördüm” diye konuşuyor.
Eş seçimindeki kriterler değiştiği için evlilikler de uzun ömürlü olamıyor. Edep, ahlak, sabır, sadakat, özveri ve diğergamlık yerine zenginlik, güzellik, gösteriş, diploma, iyi bir maaş, kariyer sahibi olmak gibi maddi ölçüler konulunca en ufak bir sallantıda evlilik kurumu çatırdıyor. Eşler birbirlerine tahammül edemez oluyor ve görüntünün yerini gerçekler alınca eşler ne kadar yanlış seçim yaptıklarını anlıyorlar. Bu yüzden dinimiz eş seçiminde dindarlığı ve takvayı birinci tercih sebebi olarak tavsiye ediyor. Ve biz her zaman olduğu gibi modern hayatın tuzaklarına takılıp düştükten sonra Yaradan’ın ikazlarını fark edip “Eyvah” diyoruz. Şimdi durup modern çağın sloganını tersine çevirme zamanı: “İmaj hiçbir şeydir, Allah’ın rızası her şey!”
Sosyolog Fatma K. BARBAROSOĞLU “İslami kesimin yaşadığı sıkıntı İslam’ın ikna metodunun modern hayatın ikna metodu ile yarışamamasından kaynaklanıyor. Modern hayat bizi nefsimizin isteklerini coşturmaya çağırıyor. İslam’ın nefs terbiyesi hiçbirimizin gündeminde değil. Hiçbirimiz kendimizi manevi olan ile şarj edemiyoruz. Hal böyle olunca Peygamber Efendimiz’in hanımları ahlakı için nikahlayın tavsiyesini duyacak kulak azalıyor.
Şu yaşanan hengamede en masum olan gençler ve çocuklar diye düşünüyorum. Çünkü esas sorun orta yaşın ve yaşlıların kendi kemalâtlarını tamamlayamamalarından kaynaklanıyor. Yeni evlenecek çiftlere yol yordam gösterip hayat tecrübesini paylaşacak, söyledikleri ile yaşadıkları birbiriyle çelişmeyen “büyük”ler gittikçe azılıyor.”
“Eşlerin “modern görücü”lere ihtiyacı var. Birbirlerini daha iyi görebilmek anlayabilmek için üçüncü şahıslara ihtiyacı var. Ama sorun şu ki üçüncü şahıslar hayat tecrübelerini modern hayatın ikna metoduna karşı koruyup kollayamıyorlar.”
“Başörtülü kızlarla kim evlenecek?” Bu soru neden soruluyor onun üzerinde duralım. Daha düne kadar kızların başını örttüğü böylece koca bulduğu tezi yaygındı “öteki mahalle”de. Şimdi bu tezlerinden vazgeçmiş görünerek “bizim mahalle”nin kızlarına boşuna başınızı örtmeyin bakın sizin delikanlılar bizim mahalleye dadandı demeye getiriyorlar. Oysa bunlar çok sığ gözlemler. Mesele başörtülü ya da başı açık kızlar kiminle evlenecek meselesi değil. Mesele insanlar evlenirken sıralamalarını nasıl yapmalı”.
Üniversite Öğrencisi Serkan Sevinç “Maddi olarak kendini geliştirmeye çalışan insanlar maalesef manevi duygularını bir adım ötesine götürmek için aynı gayreti göstermiyor. Bu durum tabi evliliğe bakışımızı da etkiliyor. En basit örnekle eskiden sıcacık bir yuva kurma hayali var iken şimdilerde insanlar evliliği şirket kurmak gibi görüyorlar. Eş seçerken de sanki bir şirketin insan kaynaklarına eleman alır gibi bakılıyor eş adayına. Aile saygı, sevgiden öte başka çıkarların gözetilmeye başlandığı bir yer oldu. Artık eş adayının dürüstlüğü, ahlakı değil aldığı maaş ve sosyal statüsü daha önemli. Dolayısıyla o ailede yetişen nesil de saygı, sevgi, alakayı ailede bulamıyor ve dışardan başka tehlikeli mecralarda aramaya başlıyor. Emo denilen gençlik akımı tam da böyle bir aile yapısının ortaya çıkardığı arazlardan biri. Aile gerçek bir aile olsa neden bu çocuklar bu hale gelsin? Böyle bir ailenin nasıl bir toplum oluşturacağı da ortada.”
Fotoğraf Sanatçısı Züleyha SARI “Evlilik bireysel gibi görünse de esasında neslin devamı gibi ciddi bir yükü omuzlarına yüklüyor insanın. Kimilerine göre ailesine uygun, ahlaki değerleriyle örtüşen bir eş profili önemli ise de şu çağda gençlerin yavaş yavaş ailelerinden kopma, bireysel hareket etme arzusu yüzünden bu çizgiden epey uzaklaşıldı. Toplumun sürüklendiği noktada bir giyim aksesuarı, bir mekana girip çıkma, bir söz kişiyi etiketleyebilirken, insanların üzerinde inanılmaz bir baskı oluştu. Her davranışları bir ideolojiye yoruldu, bir gruba adeta etiketlendi.
Evliliğin esasları içerisinde nikahı tüm topluma duyurma da olduğu için haliyle evlenen kişi yuva kurmayı bir basamak atlama, kendini ispatlama fırsatı gibi görebilir. Çevremizde bu tarz evliliklere ve kısa süreden çatırdayan ailelere şahit olmak artık çok mümkün. Hırs ve şekil evlilikleri mutsuz bir toplum olmamıza neden olacak.”
Editör Bülent Şahin ERDEĞER “İmaj evliliklerinin sebebi modernizmin insana yüklediği anlamdır. Modernizm insana sadece kendisinden sorumlu olduğunu ve nefsinin istediği her şeyi yapmasının bir “hak” olduğunu telkin ediyor. Serbestliği özgürlük sanan modern insan ise toplumda var olabilmek için belirli bir anlam arayışı kaygısından uzaklaşıyor. Hayatının anlamını, ahlakı, erdemleri, insanı insan yapan şeyleri araştırmak yerine toplumda cinselliğiyle, gücüyle, parasıyla var olmaya çalışıyor. Toplumda var olabilmeyi, bir kişilik sahibi olabilmeyi ancak böyle sahte şeylerle başarabilen kişiler bunun için imaj sahibi olmaya çalışıyorlar. Sahte kimliklerini güçlendirebilmek için de “güzel bir kadın” ya da “zengin bir erkek” olarak görünmeye ve bu tiplerle evlenmeye çalışıyorlar. Bu tarz evlilikler evlenen tarafların sahteliği kadar sahtedirler. Kendi şahsiyetlerini insanı insan yapan değerlerle inşa edemeyen kişilerin sanal birlikteliklerinden ortaya çıkacak aileler de sahici olmayacaktır. Oysa evlilik ahlak toplumunun yapıtaşıdır. Evliliği sahici olmayan bir toplumun kendisi de ancak imaj’dan yani bir yanılsamadan ibaret olacaktır.
İslami hayat tarzında kişinin eş seçiminin kriteri öncelikli olarak güzellik ya da dış görünüş değildir. Kur’an ve sahih hadislerde bu kriterler gayet açık biçimde önümüze konmuştur. İnsanı bir başka insan için öncelikli tercih kılacak olan şey onun erdemli birisi olup olmamasıdır. Büyük günahlardan kaçınıp kaçınmaması, Allah’a, ekolojiye, topluma ve kendisine karşı yeterli sorumluluk bilincine sahip olup olmadığıdır. Kur’an bu duruma “Takva” diyor. Bir insanın sırf dış görünüşünden dolayı eş olarak tercih edilmesi geçici bir yanılgıdan ibaret. Çünkü bir ömür boyu o insanla beraber yaşayacaksanız karşınızdaki şahsın dengeli bir şahsiyetinin olup olmadığına bakmalısınız. Dengeli bir eş, karşısındakine saygılıdır. Tevazu ve sade yaşamı öne çıkartmalıdır. Tüketim çılgını bir eş demek ömür boyu işkence demek. Ama maalesef bugün insanlar bu denli önemli bir tercih için güzel yüzlere, ipek eşarplara, markalara, makyajlara, jölelere, altı doldurulmamış uçuşkan cümlelere kanmaktalar. İslami dava bilincinin kaybolup modern insan gibi yalnızlaşan dindar gençlerimizin önüne konan rol-modeller sorumsuz ve bireyci bir örneklik vaad ediyorlar. Böyle bir vaad de imajın takvaya karşı tercih edilmesine yol açıyor.
Satış ve Pazarlama Uzmanı Arzu CİHANGİR “Eskiden evlilik için aranan kriterler efendi olmak, kötü alışkanlığı olmamak, çalışkan ve dürüst olmak gibi özelliklere sahip olmaktı. Ancak son yıllarda durum biraz değişti. Kriterler ne iş yapıyor, ne mezunu, arabası var mı, tipi nasıl, eğlence alışkanlıkları ne gibi sorulara kaymaya başladı. İmaj yeni dünyanın en büyük özelliği. Ama sırf imaj için yapılan bir evliliğin saadet getirmediğini bilecek kadar da çok vak’a gördüm. Bir anda evlenen arkadaşlarım bir anda boşandılar. 1-3 ay arası evli kalıp boşanan arkadaşlarım var. Zoraki devam eden evlilikleri saymıyorum bile. Peki toplum bu durumdan ne kadar etkileniyor? Bunu sosyolojik olarak gözlemlemek için bir 20 yıla ihtiyacımız var sanırım. Ancak umutsuz değilim.”
Yorumlar kapalı.