ERKEK EVE GEÇ GELİRSE-1-
Gençlik yıllarında kumar alışkanlığı nedeniyle sık sık evine geç gelen eşi Selim Soydan’ı, her zaman sabırla bekleyen Hülya Koçyiğit’in bir davranışı, eşini hem bu kötü alışkanlıktan kurtarır hem de ona ve yuvasına bağlılığını pekiştirir. Eve geç gelmeyi alışkanlık haline getiren Soydan, her zamanki gibi gecenin geç bir vakti evinin kapısını çalar. Hülya Koçyiğit hesap sormak bir yana, eşini sevgiyle karşılar: “Karnın açtır. Çorba içer misin?” Bu yaklaşım karşısında hayli utanıp mahcup olan Soydan, bir daha asla evine böyle geç gelmez.
Evlilikte “anlayış” ve “hoşgörü” denilince Hülya Koçyiğit’in yaşadığı bu olay gibi ender de olsa mutlu sonla biten örnekler yaşanabiliyor. Kafamızın bir köşesinde bu hoşgörü ve mükemmel davranış tablosunu kaydettik diyelim. Peki, kadınların hepsi Hülya Koçyiğit kadar sabırlı ve hoşgörülü, erkekler de eşinin hal diliyle verdiği mesajı bir çırpıda alabilecek feraset sahibi olabiliyor mu?
Akşamın geç bir saati sabırsızlık ve merak içinde evin ortasında dönüp duran bir kadın, eşi nerede olduğunu ve neden gecikeceğini haber vermemişse, muhtemelen “hesap sormak” için kapının çalmasını bekler.
Peki ya erkek? Geç gelme sebebi evdeki huzursuzluk, bitmek bilmeyen kavgalar vs. değilse, durup dururken eşini ve çocuklarını bekletmek ister mi? Neden eve geç gelinir? Ya da aile ihmale gelir mi?
Erkeğinin eve geç gelişi, ilgi ve sevgi bekleyen, birlikte vakit geçirmek isteyen hanımları en çok üzen konular arasında yer alıyor. Adı üstünde “hayat arkadaşı” olan eşi evde beklerken, bir erkeğin arkadaşlarını, işini tercih ederek ya da hizmet faaliyetlerinde saatlere dikkat etmeyerek ailesini ihmal etmesi, aile hayatında derin çatlaklara zemin hazırlıyor. Zaman içinde bu ihmal telafi edilmediğinde, bu çatlaklar fay kırıklarına dönüşüp aile binasının yıkımına kadar uzanan sorunlara yol açabiliyor.
“Yine mi geç geldin” sitemleri erkeği evden uzaklaştırır mı?
“Erkeklerin eve geç gelmesi, aile hayatını kesinlikle olumsuz etkiler” diyen gazeteci-yazar Nusret Özcan, “Eve geç gelmek hem evin hanımı ve hem de çocukları için istenilen, arzu edilen bir şey değil; zira erkek evdeki hanımı ve çocukları için bir güven kaynağı, bir emniyet alanıdır. Birlikte yemek yemek, bir arada oturup halleşmek, sohbet etmek ve birçok şeyi paylaşmak aileyi daha huzurlu kılan, birlik ve beraberlik duygusunu artıran bir şey. Ailenin müşterek meselelerinin çözümü ve en önemlisi henüz yetişme çağındaki çocukların aidiyet hissinin kökleşmesini temin eden bir şeydir aile fertlerinin bir arada olması.”
Yorumlar kapalı.