“Bir”
kelimesi Kur’an’ın birçok yerinde geçmektedir. İnsan süresinde, Bakara
süresinde ve diğer birçok sürede direk veya türevleri şeklinde geçmektedir.
Kur’anın üzerinde durduğu bu kavrama bizde bir nazar edelim. Kelime anlamı
itibarıyla iyi insan ya da iyilik sahibi insan, itaatkâr insan, hakkullahı eda
eden insan, karıncayı bile incitmekten kaçınan, şerre razı olmayan insan v.b.
şeklinde anlamlar içermektedir.
Kurandan
öğle kavramlar vardır ki, alır sizi başka iklimlerde uzun uzun seyahatler
ettiriverir. Bu kelime de bize buluşmamızda kuranın bahar iklimi içinde bir
yolculuk yapmamıza fırsat verdi.
Şimdi
birlikte bu ayetleri beraber okuyalım, isterseniz üzerinde de biraz düşünelim.
Hedefimiz ve gayemiz, insan- kâmile yolculuk yapmaktır. Okunan, kelâmullahtır. Okuyan da
ibadullahtır. Şifasını halk edecek olan da hazreti Allah’tır.
Elemleri
terk edip neşelere gark olmak ve mutlu olmak isteyen insanlar, yanlış adreslerde
gezmemelidirler. Şairin ifade ettiği şu dizelerde anlatıldığı gibi;
Neşe ümit ettiğin sagar de senden gamlıdır.
Bir dokun bin ah dinle kase-i fağfurdan
Bazı
insanlar kaybettikleri mutluluklarını şişede, havada, hapta, kapta vs. de
aramaktadırlar. Hâlbuki müslüman mutluluğunu Allah’la olmada ve onun kitabında
aramalıdır.
Şimdi
Rabbimizin kelamını bir de bu gözle okuyalım: “Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik,
Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan
sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa,
isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan,
zekâtı veren ve asitleştiklerinde( Söz verdiklerinde) ahitlerine vefa
gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin
tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve muttaki olanlar da
bunlardır. (Bakara
Suresi, 177)
Yorumlar kapalı.