Durmak ve Gitmek

Hayat durmakla gitmeler arasında fonksiyonunu icra edip duruyor. Şayet durduğunuz yeri beğenmemişseniz; yetmemişse imkânlarınızın miktarı, tatmin olmamışsanız mevcutla yetinmeye ve daha birçok bahaneniz gitme sebepleriniz arasında yer alabilir. Her gidiş büyük bir çalkantı bırakır ardından. Göze almışsanız gitmeyi çalkantıları da bir bakıma göğüslemeye hazırsınız demektedir.

Memnun olmadığınız yerde kalırsanız bu defa da durduğunuz yerlere sığmaz olursunuz. Gitmeler, gelmeler, durmalar ve yürümeler ani değişimlerle oluyorsa; depremin altında kalmakta var, su da boğulmakta. Yangının içine düşmekte var, kül olmakta. Kabuğunu kırıp devrim yapmakta var şaha kalkmakta. Ancak med-cezir yaşamak her zaman pek de iyi olmayabilir hayatınızda. Her keskin değişim; sıcak gelişmelerle birlikte olur. Büyük ümitler taşıdığı kadar büyük kırılmaları da içinde barındırır. Sağlam bir duruş, güçlü bir iradeyle temellenmemişse; durmanız veya kalmanız, gitmeniz ya da dönmeniz 180 km hızla giderken ani fren yapan bir arabaya benzer. Yahut son hızla kalkış yapan araba misali ya takla atarsınız ya da hızın çekim gücüne kapılıp ayaklarınız kayarcasına kaybolup gidersiniz toz bulutlarının arasında… Arkanızda kaza izleri kalır ya da rüzgârın ıslık sesi. Hepsi de bir durma ya da gitme neticesinin eserleri değil midir?

Evet, hiçbir şey durmasa; her şey yerli yerince akıp gidecektir. Ya da her şey gidince elde hiçbir şey kalmayacaktır. Hayat hep bu gitmek ve gelmeler arasında, durmakla yürümek arasında grafik eğrileri, zikzaklar ve iniş çıkışlar çizerek yolculuğuna devam ediyor tüm insanlar için… Burada mühim olan nedir derseniz? Bunca durma, gitme, kalma yürüme gibi eylemler size bir tecrübe öğretmiştir elbet. Bunun cevabı da sağduyuda, tecrübede, aklın ve ilmin size sunduğu pratik çözümlerde ve şaşmaz iradelerde gizlidir.

Öyle yaşamalıyız ki bu sihirli süreci; ne durduğunuzda dengeler bozulsun, ne attığınız adım hedefe varmadan diz çöksün. Ne de; gittiğinizde bir şaşkınlık oluşsun ardınızdan. Kalmanın anlamlılığı kadar gitmenin de haklı gerekçesi olsun. Akıl, irade, istihare, istişare ve dostlarınız karar süreçleriniz şaşmaz paylaşımcıları olsun. Öyle yaşanmalı ki ne gidişinizin yokluğu hissedilsin, geride bıraktığınız anlamlılıklar sayesinde. Ne de halen ne duruyor burnunuzun dibinde demesinler.  Tarih bunun örnekleriyle doludur.

Tıpkı bir büyüğün dediği gibi; “Sen Doğduğunda ağlıyordun, herkes gülüyordu. Öyle bir hayat yaşa ki; sen ölürken herkes ağlasın, sen gülümse!”

Durmak ve Gitmek

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!