DİN ADINA KONUŞMAK -6-
İşte genel olarak bu dört sebepten dolayı yukarıda saydığımız dört grubun içine giren bir çok yetkisiz insan, son yıllarda basın-yayın araçlarını da kullanarak din adına konuşuyorlar. Allah adına hükümler veriyor, ölçülü davranmak isteyen samimi insanların kafalarını karıştırıyorlar. Üzerlerinde bulunan ölçüsüzlüğü ve gevşekliği kendilerini iyi niyetle dinleyen fakat yeterince araştıramayan kimselere bulaştırıyorlar. İçinde bulunduğumuz dini anlama ve yaşamayla ilgili kargaşanın önemli sebeplerinden biri de bu olsa gerektir.
Hz. Peygamber a.s.: Hz. Muhammed Mustafa (A.S.), Allah’ın insanlığa gönderdiği son peygamberdir. Bütün halleriyle Allah’ın kontrolünde ve korumasındadır. Allah-u Teâlâ , O’na hiçbir günah işletmemiştir. O’na vahiy göndermiş ve O’nu huzuruna çıkarmıştır. “O (Peygamber) kendi arzu ve hevesinden konuşmaz. O’nun konuştuğu, ancak kandisine vahyedilendir .” (Necm/3-4) ayeti ile Efendimizin (A.S.) vahiy irtibatını ortaya koymuştur.
Sayılamayacak kadar üstün ikrâm ve ayrıcalıklarına rağmen Peygamber (A.S.) Efendimizin hayatına mahviyet, gözyaşı, ibadet, zikir, tevbe gibi yüce vasıflar hakimdir. O’nun hayatını inceleyen yüzlerce âlim, kaleme almış oldukları eserlerinde bu hakikati geniş geniş işlemişlerdir. Hadis külliyatı, siyer kitapları bu hakikatin sözcüsüdür.
Allah-u Teâlâ’nın terbiye ettiği Hz. Peygamber (A.S.), her hususta olduğu gibi din adına – Allah adına hüküm verme konusunda da en güzel örnektir. Efendimiz (A.S.)’ ın Allah-u Teâlâ’nın görevlisi olduğunu göz önünde bulundurarak, bu konudaki tutumunu iki açıdan ele almak gerekir:
Birincisi, Hz. Peygamber’in (A.S.) görevi, Allah-u Teâlâ’nın vahyettiğini, olduğu gibi insanlara tebliğ etmek… Tebliğ derken sadece sözle ulaştırmak değil, vahyedilenleri en güzel şekilde yaşayarak insanlara ulaştırmak.
Peygamber (A.S.) Efendimizin görevi vahyedileni tebliğ olduğu için olaylar karşısındaki genel tutumu, Allah’tan gelecek olan vahyi beklemek şeklindeydi. Vahiy gelir ve ona göre hareket ederlerdi.
İkincisi, Hz. Peygamber (A.S.)’ın, peygamberlikle birlikte aynı zamanda devlet başkanlığı, hâkimlik, ordu komutanlığı gibi sosyal görevleri de vardı. Bütün bu görevlerini yaparken sayısız olaylarla karşılaşıyordu. Hemen hemen bütün olayların hükmünü, vahyin ışığında çözüme kavuşturuyordu.
Yorumlar kapalı.