DENGEMİZ NİYE BOZUK -1-
Bu gece ilkini eda edeceğimiz teravihlerin, yarın başlayacağımız Ramazan ayının, kendimize, ailemize, beldemize, ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar, bereketler getirmesini, daralan kabımızı genişletmesini, gönül ferahlığımıza ve gönül zenginliğimize vesile olmasını dileyerek, Rabbimin öncelikle niyetlerimizi düzeltmemiz için bizlere yardımcı olmasını ümit ederek yeni bir yazı dizisiyle, her zaman olduğu gibi öncelikle kendimize, sonra da sizlere zaten hepinizin malumu bazı hususları hatırlatmaya çalışacağız.
Otomobilimiz, bilgisayarımız, cep telefonumuz olmadan hayatımızı sürdüremeyeceğimizi düşünüyoruz. Peki, bu denetimsiz teknolojinin gündemde olan küresel ısınma gibi felaket senaryolarıyla doğrudan ilişkili olduğunun farkında mıyız? Bize emanet edilen dünyaya sahip çıkmak için ne yapmalıyız?
Dünya hayatı da, her birimizin buradaki varlığı da geçici. Kendi bedenimiz gibi üzerinde yaşadığımız yeryüzü de bize emanet olarak verilmiş. Esasen din de bize emanet edilmiş ilâhi hükümler bütünü değil midir?
Ahiretteki durumumuz ve akıbetimiz burada bu emanetlere ne ölçüde riayet ettiğimize bakılarak belirlenecek. Bu en temel hakikat.Ancak emanete riayetin de, hıyanetin de bu dünyadaki hayatımızı etkileyen sonuçları bulunduğunu gözden uzak tutmamalıyız.
İnsanlık bilim ve teknoloji alanında görülmemiş mesafeler kat ediyor. Gün geçmiyor ki hayatımıza yeni icatlar, yeni araç-gereçler girmesin. Artık teknolojisiz bir hayat düşünemiyor, elektrik, otomobil, bilgisayar, cep telefonu olmadan hayatımızı sürdüremeyeceğimize inanıyoruz.
Peki bütün bunların, son zamanlarda gündemimizden hiç düşmeyen felaket senaryolarıyla doğrudan ilişkili olduğunun farkında mıyız? Teknolojik gelişmenin yol açtığı küresel ısınmadan, ekolojik dengenin bozulmasından ve bunların doğurduğu sonuçlardan bahsediyoruz.
Bilim adamları, teknolojinin bu şekilde denetimsiz kullanmaya devam edilmesi halinde dünyayı ve insanlığı bekleyen muhtemel gelişmeler hakkında doğrusu çok iç açıcı şeyler söylemiyor. İşte bu gidişatın değişmemesi halinde olması beklenen gelişmelerden bir başlık:
“Şu anda, 1960’lı yıllarda meydana gelen küresel ısınmanın sonuçlarını yaşıyoruz. Bugünkü tahribatın ise 2070 yılında kendisini göstereceğini söyleyen raporlar. Tahribat bu düzeyde devam ederse 10 yıl sonra “geri dönülmez nokta”ya gelinmiş olacağı uyarısında bulunuyor.”
Yorumlar kapalı.