Kıyamet alametlerinden bahsedilirken konu edinilen hususlardan birisi de deccal’dır. Fitne ve fesadın öncüsü olan, insanları hak ve hakikat konusunda yanıltan kişi veya kuvvetin adıdır. Bu bir kişi olabileceği gibi bir kuvveti temsil eden kurum da olabilir.
Geçmişten bugüne gelen bu konudaki bilgilerde kapalılık vardır. O günün insanının anlayabileceği tarzda ifadeler vardır. Hatta bu konuda rivayet edilen sözlerde çelişkiler vardır.
Kur’an-ı Kerimde Deccal kelimesi geçmez. Bu tabir bazı hadislerde geçer. Ancak Deccal’dan bahseden hadislerin doğru olma ihtimali elbette vardır. Ama bir o kadar da yanlış olma ihtimali de vardır. Hatta o kadar ki bu rivayetlerde Deccal’in göz yapısına, gözünün rengine kadar ayrıntılardan da bahsedilmiştir. Fakat bütün bunlar şüpheli rivayetlerdir.
Müslüman’ın itikadının bir yığın hurafe ve rivayetlerle örselenmek istenilmiş olması da muhtemeldir. Hatta bu tarih boyunca çokça işlenilmiş bir sömürü metodudur.
Hz Peygamberden sonra, insanları kandıran, hakkı batıl, batılı hak gösteren, yaşadıkları kısacık hayatı kahır ve işkence kazanına çeviren pek çok insan ve bu insanların temsil ettiği zararlı ideolojiler olmuştur. Bunların da deccal kelimesi ile ifade edilmiş olması muhtemeldir.
Bu konularda çok söz söylemek hatadan uzak olmaz. Tarih boyunca da bu konularda fikir birliği oluşmamıştır. Genellikle herkes bulunduğu yerden bakarak Deccal’i karşı taraftaki bir yerlerde aramıştır.
Günümüzde bu ve benzeri konular, ehil olmayan ve hatta Kur’an’ı anlamayı bırakın, yüzünden bile okuyamayan, cühela takımı tarafından televizyonlarda sıkça konuşulmaktadır. Her dini grup kendi liderini Mehdi, kendisine en çok zarar verebileceğine inandığını ise Deccal diye isimlendirmektedir. Akıl devre dışıdır. “Aklını kullanmayanların üzerine Allah pislik yağdırır.” (Yunus.100)
Hatta o kadar ki Protestan Hıristiyanlığının önemli adamı Martin Lüther Hıristiyanlık taassubu içinde Hz Muhammed Aleyhisselem’a, bazı mezhep mutaassıpları İmam-ı Azam’a, bazıları da bağnazlıklarının önünde engel olarak gördükleri Mustafa Kemal Atatürk’e Deccal sıfatını yakıştırabilmişlerdir. Taassup insanı kör eder.
Deccal, insanları din konusunda yanıltan, din adına ortaya çıkarak inançları tahrip eden, batılın savunucusu olduğu halde, suret-i haktan görünen, iddiasını dini delilleri kullanarak ortaya koyan varlığın adıdır. Deccal dine inanmayan, din ile alakası olmayan, işlerinde ve söylemlerinde dini kullanmayan, değildir.
Hz. Peygamberimizin konu ile ilgili hadislerinde, peygamberlik iddiasında bulunan otuz kadar yalancının ortaya çıkacağı ve insanları haktan çevireceği, cenneti kendi tasarrufundaymış gibi göstereceği, inananları yanıltmaya çalışacağı anlaşılmaktadır. Her devirde böyle insanlar olmuştur.
Netice itibariyle; Deccal, fenalığı tüm iman ehlini kapsayan bir şer kuvvetin adıdır. İyiyi kötü, kötüyü iyi gösterir. Müslümanların on dört asırlık tarihi içerisinde nice zalimler, nice fasitler gelip geçmiştir.
Hz. Peygamberimiz bu konuda ümmetini ikaz ederken genel bir fitneden bahsetmiş ve kurtuluş için de, Allah’ın kitabını ve resulünün sünnetini işaret etmiştir.
Muhsin ÖZDEMİR
Yorumlar kapalı.