Camiler birlik ve beraberliğimizin sembolüdür. Müslümanlar olarak acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaştığımız kendilerine sığınarak huzura erdiğimiz mübarek mekanlardır. Camiler sadece beş vakit namazın, bayram ve cuma namazlarının kılındığı bir ibadet mekanı değildir. Asrı Saadetten günümüze Müslümanların yaşadığı her yerde hayatın merkezinde olmuştur camiler. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mekke’den Medine’ye hicretlerinde daha Medine’ye varmadan, Medine’ye yakın bir mesafede Kuba denilen köyde 14 gün kadar kalmışlar ve bu süre zarfında Kur’an’da da kendisine işaret edilen Kuba mescidini inşaat etmişlerdir. Bu mescidin yerinde bu gün daha büyük bir mescit inşa edilmiş ve Medine’ye giden hacılar ve umreciler tarafından ziyaret edilmektedir. Camiler, zengin- fakir, amir- memur, patron- işçi ve benzeri farklılık ve statülerin hepsinin ortadan kalktığı herkesin eşit bir şekilde Allah’ın huzurunda saf tuttuğu en müstesna yerlerdir.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye geldiklerinde de ilk yaptıkları iş yerini tespit ederek bir mescit yapmak olmuştur. Bu gün Mescid-i Nebevi denilen bu mescidde yüz binlerce kişi aynı anda namaz kılabilmektedir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in kabri şerifleri de bu mescidin içinde bulunmaktadır.
Asr-ı saadet’te mescit / cami, Müslümanların her türlü işinin görüldüğü bir merkez durumundaydı. Allah’ın huzurunda saf tutup cemaatla namaz kılınan bir ma’ bet, okuma yazmanın öğrenildiği, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin Kuran-ı Kerim’i öğrettiği, sohbetleri ile Sahabesini yetiştirdiği bir mektep, her türlü idari işlerin ve siyasi görüşmelerin yapıldığı bir yönetim merkezi, adli işlerin görüldüğü bir mahkeme ve benzeri toplumun her işinin görüldüğü bir merkezdi. Zaman içinde yine cami merkezli ve camiden ilham alarak oluşturulan birçok kurum camilerden müstakil olarak ayrı yerlerde hizmet verir olmuşlardır. Bu gün de camilerimiz içlerinde ibadet edilmenin yanında toplumun milli ve manevi yönden beslendiği birlik ve beraberliğimizin teminatı olarak önemli görevler icra etmektedirler. Tabii ki camiler sadece dört duvardan müteşekkil binalar değillerdir. Camiler bu fonksiyonlarını caminin görevlisi imam, müezzin ve birlik ve beraberlik içinde cemaati ile yerine getirirler. Bu manada din görevlisi, taştan tuğladan yapılan binaya ruh veren orada yapılan ibadete imamlık/ önderlik eden kimselerdir. Memleketimizin en ücra köşelerine kadar yayılmış camilerimizin görevlileri Bayram, düğün, doğum, gibi Sevinç günlerimizde, vefat, felaket ve kaza gibi kötü günlerimizde de yanımızda bulunan kendileri ile sevincimizin çoğaldığı, acılarımızın azaldığı fedakar gönüllülerdir. Diyanet İşleri Başkanlığımız camiler ve din görevlileri haftası olarak belirlenen 1 ila 7 Ekim tarihleri arasında her yıl cami ve din görevlileri ile ilintili bir konuyu/ temayı esas alarak programlar yapmaktadır. Bu yılın konusu ” Cami ve İlim” olarak belirlenmiştir.
Bu yıl pandemi sebebiyle bu programlar daha ziyade Diyanet televizyonu, radyoları, ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılacaktır. Ayrıca her bir müftülüğün de kendi bölgelerine yönelik yine sosyal medya ağırlıklı programları olacaktır.
Bu haftanın ülkemiz için, Müslümanlar için ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce mevla’dan dileriz
Halil İbrahim Sabırlı
İlçe müftüsü
Yorumlar kapalı.