Bir Hatıranın Rüzgârı

İnsan bazen bir manzaraya bakar, bir karesine takılır ve o karede kendi hikâyesini görür. Bir fincan kahve, yarım bardak su gibi. Suyun üzerinde dans eden rüzgâr dalgaları sanki zamanın kıyısında unutulmuş sahne. Adeta yara izi gibi taşıdığımız özlemi anlatır. İnsan gizemli varlık işte. Yolculuğu boyunca kaybettiği şeyi arar. Belki kendini, belki başka bir şeyi. Çünkü özlem, tam olarak “orada ve o zaman”a ait değildir. O, sürekli “şimdi ve burada” yeniden doğar. Tıpkı rüzgârın suda yarattığı halkalar gibi. Merkezden başlayıp, sonsuza yayılır.

Gözlerin pencereden sarktığı köşe, geçmişin sureti gibidir. İçindeki göz, dışarıdakinden daha meraklıdır. Gözünüzün dalıp gittiği o manzara, belki de bir vedanın sessiz tanığıdır. Kahvenin sıcaklığı buharlaşıp gitmiş, geriye sadece acısı kalmıştır. Bardaktaki su, yarım bırakılmış cümlenin son noktası gibidir. Bir tür bekleyişi yahut isyan halini andırır. Rüzgârın dokunuşuyla küller savrulur. Tıpkı hafızamızda uçuşan anılar gibi. Her dalga, kıyıya vurdukça “keşke”lerin inkisarını taşır. Özlemek, hatırlamaktan ağırdır çünkü.

Anlık hatıranın bıraktığı iz, zamanla nasıl bir yaraya dönüşür? Belki de en derin yaralar, en kısa anlarda açılır. Vedaların ilk adımıyla, duygunun sıcaklığı giderek soğuyan bir yaz akşamına dönüşür. Belki de hayat, bize böyle sahneler sunarak kendi geçiciliğimizi hatırlatıyor. Rüzgâr esiyor, suyun yüzünü buruşturuyor, ateşin dumanını dağıtıyor. Seninle “öteki”nin arasındaki mesafe ölçülüyor. Bazen bitmemiş diyalogların simgesi. Bazen ise rüzgârın sesi geçmişle bugün arasında gidip gelen mektup taşıyıcısı postacı gibi. Peki ya dalgalar? Onlar da “belki bir gün” diye fısıldıyor.

Çünkü özlem, en çok bir anın içine sıkışmış sonsuzlukla beslenir. Tam da bu noktada eksik olanın yerini doldurmaya çalışan melankolidir özlemek. Her seferinde biraz daha soluklaşsa da o anıyı yeniden yaşamaktır. Çünkü o, ait olma arzusundan daha çok, anılara tutunma çabasıdır.

Özlemek, bazen bir ıslık gibi sokak aralarına siner. Rüzgâr eser, bildik, tanıdık bir koku çarpar yüzünüze. Kısa süren, saniyelik dalgınlık… Sonra içinizi yoklayan sızı. İşte orada, anıların mahzeni. Tozlu, küflü, zamanın eğip büktüğü anılar. Ama hâlâ ayakta, hâlâ dipdiri. İnsan, unutmaz. Sadece unuttuğuna inanır.

Silinmeyen bir iz, bitmeyen bir şiirdir hatıraların rüzgarındaki özlemler…

Bir Hatıranın Rüzgârı

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - takipcimx - instagram likes - postegro - sahabet giriş - Aviator oyna - instagram followers buy - mersin escort - casino siteleri - sms onay - likit - betleybet - wipbet - lotobet giriş adresi - pusulabet - Free twitch viewersdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - takipcimx - instagram likes - postegro - sahabet giriş - Aviator oyna - instagram followers buy - mersin escort - casino siteleri - sms onay - likit - betleybet - wipbet - lotobet giriş adresi - pusulabet - Free twitch viewers