Dün bitirdiğim küçük bir seriden oluşan yazımın son bölümünü gazetenin ilgili sayfasına servis ettikten sonra, tv’lerde beni çok şaşırtan bir haberle karşı karşıya kaldım. Eğer balık hafızalı biri olsaydım, o haberin hiçbir ilginçliğinin olmadığını, bir çay-kahve molasındaki muhabbet kıvamında geçen sıradan dolgu malzemesi bir haber olduğunu düşünebilirdim. Ama öyle olmadı; haberin geçmişe dayalı bir arka planı ve geleceğe de dönük bir stratejik arayışı kapsayan, geçmişten bugüne, bugünden yarına birçok düşünceyi bir arada barındırması, konuyu okurlarımla paylaşmaya itti beni.
Haber, beş yıl kadar önce Deniz Baykal’ı CHP’nin başından uzaklaştırmak için parti kongresini allak bullak eden senaryonun baş aktörü Mustafa Sarıgül’ün o gün bu gündür şiddetle eleştirdiği, siyaseten TDH ile yoluna diken döşediği Deniz Baykal’ı sürpriz bir şekilde Angora’daki konutuna giderek ziyaret etmesiydi.
Sarıgül’ün son beş yıllık siyasi faaliyetleri, kendine has üslubu ile belli bir ivme kazanmış ve tam parti kurdu/kuruyor, “Değişim” diyerek, o miting senin bu miting benim Türkiye turları atarken “Kılıçdaroğlu genel başkanlığındaki CHP’nin yeni bir umut olduğunu, bu umuda fırsat vermek için parti kurmaktan vazgeçtiğini” açıklamasının ardından Perşembe günü gerçekleşen Sarıgül-Baykal görüşmesi, sır dolu bazı olguların gerçekleştiğini, perde gerisinde yine siyasi pazarlıkların döndüğünü düşündürüyor.
Deniz Baykal’ın CHP’nin başından uzaklaştırılmasının hemen sonrasında, önce zikzaklı bir tavır sergileyen Türkiye Değişim Hareketi lideri Sarıgül, parti kurmaktan vazgeçtiğini açıklamak için Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, “Benden beklediklerinizden çok, Türkiye cumhuriyetinin benden ve arkadaşlarımdan beklediklerini söylemek üzere huzurunuzdayım. Türkiye’miz şu anda bir dönüm noktasında. İktidar yoruldu. Türkiye’yi yönetmek son derece ciddi bir iştir. Türkiye bir deneme tahtası değildir. Bu artık böyle gitmez” diyor ve ekliyordu “Şimdi daha da önemli tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız” dedikten sonra, “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi’nin yurdumuzda bir umut estirdiğini görüyoruz. Yurttaşlarımız Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki değişime bir fırsat tanımak istiyor. Biz, yurttaşlarımızın sesini dinliyoruz. Toplumdaki bu rüzgara fırsat vermek gerektiğini düşünüyoruz” diye noktalamıştı.
Akşam Gazetesi Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya evvelki gün köşesinde Sarıgül’ün parti kurmaktan son anda vazgeçmesiyle ilgili çok kritik bir bilgi yer alıyor; Sarıgül’ü parti kurmaktan vazgeçirenin Hüsamettin Özkan olduğunu, hem de Sarıgül’ün ağzından, “Hüsamettin Özkan’ın tavsiyesi. O benim siyaset hocamdır. Partiyi kurma dedi, dinledim. Ben bunu kimse için değil, Türkiye için yaptım” dediğini naklediyor.
Hatırlanacağı gibi Hüsamettin Özkan bir zamanlar Bülent Ecevit’in sağ kolu, ama sonradan da Ecevit’i sırtından hançerleyip partisini tarümar etmişti. Aynı Hüsamettin Özkan’ın asıl derinliğinin medyayla derin bağlar içerdiğini, operasyonel faaliyetlerinde Aydın Doğan, Cem Uzan, Mehmet Emin Karamehmet’i hep yanına alabildiğini de unutmamak lazım.
Şimdi burada bir parantez daha açalım; geçenlerde Yeni Şafak gazetesinde Kamil Maman imzalı bir haber yayınlandı ve takip edebildiğim kadarıyla o haber yalanlanmadı. İşte o haberde, “Sarıgül’ün bir anda fikir değiştirmesine Baykal benzeri bir komplonun neden olduğu belirtiliyor. İddialara göre Baykal’ın gizli görüntülerini servis eden ekip Sarıgül’e şantaj yaptı. Bir medya patronu, bir eski başbakan yardımcısı ve Adalet Bakanı’nın içinde yer aldığı ekip, Sarıgül’le bir araya gelerek parti kurma işinden vazgeçmesini istediler. Sarıgül’ü parti kurma fikrinden vazgeçiren en önemli ayrıntının ise Hilton Otel’de kaldığı süre içinde bazı görüntülerinin gizli şekilde kaydedilmiş olması.
Söz konusu görüntülerin ortaya çıkması halinde Sarıgül’ün zor durumda kalabileceği konuşuluyor. Sarıgül’e şantaj yapan ekip görüşmede bazı yolsuzluk dosyalarını da gündeme getirdi. İddialara göre Sarıgül’ün Hilton’da kral dairesinde kaldığı sırada çekilen kamera kayıtları, Baykal’a komplo düzenleyen ekibin elinde bulunuyor. CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın da Sarıgül’ün söz konusu gizli görüntülerinin varlığından haberdar olduğu ve bunu Kılıçdaroğlu’yla paylaştığı ifade ediliyor.”
Evvelki gün gerçekleşen buluşmayı eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın kotardığı medya kulislerinde dillendiriliyor. Şimdi çıkın işin içinden çıkabilirseniz. Sarıgül’ün çekilmesine bu açıdan da bakınca fotoğraftaki bütün ayrıntılar yerli yerine oturuyor, ancak Sarıgül-Baykal buluşması denklemi şimdilik sır özelliğini koruyor.
Not :
Tüm basın emekçilerinin basın bayramını kutluyorum.
Yorumlar kapalı.