Ar perdesinin yırtılması, hem bir azmışlığı hem de bu hale yönelik bir kınamayı ifade ediyor. Ne bu hal Semerkand okuyucularının halidir, ne de bu kınayıcı tutum bizim tarzımızdır. Bunun farkında olduğumuz içindir ki problemi, genellikle yapıldığı gibi, sapkınlık göstergesi çirkin örneklerle, “öteki”ni mahkûm etmek maksadıyla ele almayacağız. Meselenin müminlerle ilgili çok önemli ayrıntıları var. Bunları çok iyi bilmemiz, üzerinde düşünmemiz gerekiyor.
Biz bu konuyu “şeytanın Hz. Âdem ile Hz. Havva’yı kandırması” olayı etrafında izaha çalışacağız. A’raf suresinin baş taraflarında anlatılan söz konusu olayın konumuzla ilgili ana çizgilerini, ayetlerden hareketle hatırlamaya çalışalım önce:
1. Şeytan, cennette yaşamakta olan Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın, Allah Tealâ tarafından örtülüp gizlenen “avret yerlerini” görünür hale getirmek, bu gizlenmiş yanlarını birbirlerine göstermek istiyor. Bu maksatla vesvese ile akıllarını çelip Allah’ın koyduğu bir yasağı ihlâle teşvik ediyor onları. (20. ayet)
2. Şeytanın hilelerine kanan Hz. Âdem ile Hz. Havva, kendilerine yasaklanan bir “ağacı(n meyvesini) tadınca, avret yerleri kendilerine görünüyor” ve utanıyor; telaşla örtünmeye çalışıyorlar. (22. ayet)
3. Allah Tealâ bu ihlâl üzerine onları çıplak olarak yeryüzüne indiriyor ve onlardan türeyen Âdemoğullarını da fark edilebilir bir üryanlıkta yaratıyor. Fakat rahmetinin nişanesi olarak “edep yerlerini örtecek giysiler, süslenecek elbiseler” ihsan etmekten başka, bir de insanlar için “asıl hayırlı olan takva elbisesidir.” buyuruyor. (26. ayet)
Ayetlerden anlaşıldığına göre şeytanın Hz. Âdem ile Hz. Havva’yı kandırarak onları Allah’ın koyduğu bir sınırı aşmaya yönlendirmesi amaç değil vasıtadır. Şeytanın amacı, onların “nefsin bütün kötü huy, çirkinlik ve kusurları ”ını, yani sev’atlarını kendilerine göstermektir. “Sev’ât”, kişinin kendisinin de başkalarının da bakmaması ve örtülmesi gereken “galiz avret yerleri”dir.
Yorumlar kapalı.