12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulünün 100’ncü yılında Kastamonu’nun Tosya ilçesinde İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programı düzenlendi.
12 Mart 1921 yılında yapılan yarışmada Mehmet Akif Ersoy’un eseri Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edilmesinin üzerinden yüzyıl geçti. İstiklal Marşı’nın kabulünün 100’ncü yılında Tosya ilçesinde program düzenlendi.
İlçe Müftülük Salonunda düzenlenen İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programına Kaymakam Deniz Pişkin, Belediye Başkan Vekili Tekin Süzük, İlçe Emniyet Müdür Vekili Cihat Özer, İlçe Jandarma Komutan Vekili Jandarma Astsb. Kd. Bçvş. Mehmet Emin Selçuk, Ak Parti Tosya İlçe Başkanı Mustafa Corcor, CHP Tosya İlçe Başkanı İsmail Okuducu, İYİ Parti Tosya İlçe Başkanı Ali Orhan Kıral, MHP Tosya İlçe Başkanı M. Dündar Özurgancı, İlçe Milli Eğitim Müdürü Sıtkı Murat Demirci, okul müdürleri, STK temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Pandemi kurallarına uygun olarak yapılan program Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Namık Kemal Ortaokulu Müdürü Mehmet Büyükyağcı yaptı. Büyükyağcı konuşmasında;” Çanakkale’de büyük bir cesaret örneği göstermiş olan Mehmetçik silahsız ve bitkin bir haldeydi. Ancak hiçbir vatanseverin bu zillete katlanması düşünülemezdi. Nitekim çok geçmeden Anadolu’da milli mücadelenin meşalesi çoktan parlamıştı. Anadolu’da açılan milli mücadele bayrağı altına ilk koşanlardan biri de Şair Mehmet Akif Ersoy’du. Akif ilk iş olarak vatanın bağımsızlığı adına halkı cihada, milli mücadele sancağı altında birleşmeye çağırdı. Bu uğurda Anadolu’yu adım adım dolaşan şair her gittiği vatan bucağında, ‘Bu vatan kaybedilirse gidilecek yerimiz kalmaz’ diyerek halka milli mücadeleyi anlatarak yüreklere iman ve ümit aşılamaktaydı..
İşte tam o günlerde Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, cephedeki Mehmetçiği şevke getirip coşturacak bir milli marş yazılması fikrini Maarif Vekaletine açar. Paşanın bu düşüncesi yerinde bulunarak bunun için bir yarışma tertip edilir. Tek şart yazılacak marşın milli mücadele ruhunu ifade edebilecek güç ve kudrette olmasıdır.
Bu kutsal vazifeyi ifa etmek adına çok sayıda şair kaleme sarılarak yazdıkları şiiri Maarif Vekaletine sunarlar ki, bu şiirlerin sayısı altı yüzü aşkındır. Ama ne var ki gönderilen şiirlerden hiçbiri İstiklal ve milli mücadele ruhunu yansıtacak kudrete sahip değildir.
Böyle büyük bir güç ve kudreti barındıracak bir şiiri ancak imanıyla, yaşantısıyla Anadolu’nun çektiği ızdırabı hissedebilecek, onun için yanıp kavrulan bir kişi yazabilirdi. O kişi hiç şüphesiz ki milli mücadeleye gönül vermiş, milletin derdiyle dertlenmiş Akif’ten başkası değildi. Böyle bir kişinin milli mücadele destanını yazmakta güçlük çekmesi de zaten düşünülemezdi. Göğsündeki sonsuz iman, bitip tükenmek bilmeyen vatan aşkı ve hürriyete olan sonsuz inancıyla bu marşı sadece ve sadece o yazabilirdi.
Sonuçta milletin ızdırabını derinden hisseden Akif, milli mücadelenin ruhuna tercüman olan o büyük eşsiz şiirini gece gündüz gözünü bir an bile kırpmadan kaleme almıştır. Öyle bir şiir ortaya çıkmıştır ki bu şiir, bir milletin trajik bir anda var olup olmama noktasına ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımaktadır. Büyük Türk Milletinin tarihinin yılmayan mücadele ruhunu yansıtmaktadır. Bir milletin yok olmama, var olma direncinin sonucudur bu şiir, bu şiir istiklalin ta kendisidir.
Sevgili gençler, İstiklal Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir. İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize ve bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır. Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise onurumuza sahip çıkmaktır. İstiklal Marşımıza ve bayrağımıza göstereceğimiz ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olacaktır. Bayrağımıza ve milli marşımıza karşı her zamankinden daha duyarlı olmak, bağımsızlık sevdası ile bu toprağa düşmüş şehitlerimize karşı boynumuzun borcudur. Ancak o zaman İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” duası gerçekleşir” diye konuştu.
Konuşmanın ardından Mehmet Akif Ersoy’un hayatını anlatan oratoryo düzenledi. İstiklal Marşı’nın yazılışını anlatan piyes sahnelendi.
Program fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Yorumlar kapalı.