Her yıl manevi bir yenilenme mevsimi olarak bizlere gelen mübarek üç aylara bir kez daha kavuşmanın sevinç, huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu mübarek ayların habercisi ise Regaib gecesidir. Recep ayının ilk Cuma gecesine tevafuk etmektedir. Kelime olarak Regâib,“çokça rağbet edilen, nefis, kıymetli, değerli, ihsan” mânâlarına gelen Ragibe kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaip Gecesi denilince: “Çok lütuf ve ihsanla dolu, kıymeti ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece”mânâsı anlaşılır. Bu gece Allah lütuflarını sağanak sağanak yağdırır. Dilimizde arzu, istek, emel, tutku anlamlarına gelen Regaib, geleceğe, istikbale yönelik arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı gözden geçirme imkânı veren, her türlü rağbet ve regaibimizi Rabbimize yöneltmemiz gerektiğini hatırlatan mübarek bir gecedir. Arzularına gem vuramayan, isteklerini dizginleyemeyen ve hırslarını terbiye edemeyen günümüz insanı için bu kutlu mevsimin habercisi Regaib gecesi, tüm yapıp etmelerinde ne kadar Allah’ın rızasını aradığını sorgulaması açısından büyük bir fırsattır.
Müslümanlar arasında Peygamberimiz (sas)’in dünyaya teşriflerinin ilk halkasını teşkil eden ana rahmine şeref verdiği gün olduğuna inanılmaktadır. Başka bir rivayete göre de Hz. Âmine’nin Fahr–i Âlem Efendimiz (sas)’i hamil olduğuna bu geceden itibaren muttali olmuş olabileceği düşünülebilir.Peygamberimiz (sas)’in doğuşuyla yeryüzü nasıl küfür ve cehaletin karanlıklarından kurtulup büyük bir mutluluğa boğulduysa, onun teşriflerinin ilk basamağı olan bu geceyi de bütün kâinat alkışlamış, coşkun bir sevinçle ayakta karşılamıştır. Mânen bereketli olan bu gecenin bir hususiyeti de mübarek Ramazan ayının ilk habercisi olmasıdır.
Tarihimizde Osmanlı padişahı II.Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir.
Regaip kandili bilhassa 18. asırda, tekke ve zaviyelerde gösterişli törenlerle kutlanmış, tasavvuf ehli olan şairlerce bu gece için “regâibiye” denilen şiirler yazılmıştır.
Her Cuma gecesi başlı başına kıymetli bir gecedir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, çok daha kıymetli oluyor. Allah Teâlâ, bu gece hürmetine, müminlere, birçok ihsanlar ve ikramlar yapar. Bu geceye değer verip ihya edenleri affeder.
Regaib gecesini ve diğer kandilleri Nasıl Değerlendirmeliyiz? Bu geceyi ibadetle ihya etmenin sevabı pek çoktur. Diğer zamanlarda okunan her Kur’ân harfi için on sevap verilirse, Recep ayında yüzleri geçmekte, Regâib kandilinde ise daha da artmaktadır. Kaza ve nafile namazların sevabı ise diğer gecelere oranla kat kat fazladır.
Yapmakla manevi fayda sağlayacağımız bazı ibadetleri paylaşalım:
- Öncelikle Kur’an-ı Kerim okuyarak, Kur’an okuyanlar dinlenmeli. Kur’an ziyafetleri verilmeldir.
- Peygamberimiz ( sav) Efendimize çokça salat ü selamlar getirilmeli. O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olabilme şuuru tazelenmelidir. Sünnetleri ihya edilmelidir.
- Aile bireyleriyle birlikte bu gecenin mana ve ehemmiyeti hakkında sohbetler edilmelidir.
4.Allah rızası için namaz kılarak, Kaza namazı, nafile namazlar kılınmalı, Kandil gecesi, özü itibariyle ibadetle ve ibadet şuuru ile geçirilmelidir. - Hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yapılarak, Geçmişin muhasebesi ve murakabesi yapılmalı, geleceğin plan ve programı çizilmelidir.
- Günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan af dileyerek, bol bol tövbe ve istiğfar edilmeli; idrak ettiğimiz bu kandil gecesini son fırsatımız bilerek nedametle çok iyi geçirmeliyiz.
- Tefekkürde bulunulmalı. “Ben kimim, nerden geldim, nereye gidiyorum, Yüce Allah’ın benden istekleri nelerdir?” gibi konular başta olmak üzere hayati meselelerde derin düşüncelere girilmeli.
- Dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek, diğer mümin kardeşlerimize de dualar etmeliyiz.
- Yoksul, kimsesiz, öksüz yetim, hasta, sakat, yaşlı olanları arayarak, sevgi, şefkat, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli, sevindirilmelidirler.
- Eş, dost ve yakınlarımızla telefonla da olsa tebrikleşerek, hayır dualarını almalıyız.
- Üzerimize hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlakı yerine getirilmelidir.
Öyleyse geliniz, sarsılan rûhî dünyamızı onaracağımız, kalbî seviye kazanacağımız, hayatımızı yeniden gözden geçirmemize vesile olacak mânevî bir iklimde Cenab-ı Hakk’ın kulluk kapısına daha istekli ve daha heyecanlı olarak yaklaşalım, yeniden tazelenelim tevhid ve vahdette buluşalım. Dünyamızı etkisi altına alan covid hastalığının manevi sebeplerini düşünelim. Bu hastalıktan kurtulmak için Şafi olan Rabbimizden şifa isteyelim. Üç aylar bereket taşısın gönüllerimize.
Paylaşımımızı Peygamber Efendimizin duası ile bitirelim: “ Ya Rabbi! Recep ve Şaban ayını bize mübarek kıl. Bizleri mübarek Ramazan ayına kavuştur”.
Yorumlar kapalı.