Küresel büyümeye ve bazı Avrupa ülkelerindeki kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin giderek derinleşmesi 2012 yılında küresel ekonomide yeni bir yavaşlama riskini artırmıştır. Bu çerçevede ülkemizde GSYH büyümesinin 2012 yılında yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 2013 ve 2014 yıllarında ise büyümenin potansiyel seviyesine yaklaşarak yüzde 5 düzeyine ulaşması hedeflenmektedir. Büyümenin özel tüketim ve özel yatırım kaynaklı olması öngörülmektedir.
Program döneminde, reel olarak yıllık ortalamada, özel tüketim harcamalarının yüzde 3,3, özel sabit sermaye yatırımlarının yüzde 8,7, kamu tüketim harcamalarının yüzde 2,9, kamu sabit sermaye yatırımlarının ise yüzde 3,6 artması öngörülmektedir. Kriz döneminde Program dönemi boyunca kamu ve özel kesimin tasarruflarında artış, kamu ve özel kesim tasarruf yatırım açığında ise azalma hedeflenmektedir. Ekonomik büyümenin yanı sıra, işgücü piyasasını daha esnek hale getirecek politikaların da uygulanmasıyla Program döneminde, tarım dışında 1,5 milyon kişi ilave istihdam yaratılması beklenmektedir. Bu dönemde tarım istihdamında beklenen sınırlı gerilemenin etkisiyle toplam istihdam artışının 1,3 milyon kişi olacağı tahmin edilmektedir. Dönem sonunda istihdam oranının yüzde 44,8, işsizlik oranının ise yüzde 9,9 olması beklenmektedir.
Kamu kesimi açığının GSYH’ya oranının, 2011 yılı için tahmin edilen yüzde 1’lik seviyesinden Program dönemi sonunda yüzde 0,4’e gerileyeceği öngörülmektedir. Genel devlet açığının GSYH’ya oranının da 2011 yılı için tahmin edilen yüzde 1’lik seviyesinden Program dönemi sonunda yüzde 0,4’e gerileyeceği öngörülmektedir. 2011 yılında GSYH’ya oran olarak yüzde 2,2 düzeyinde olan faiz giderleri ve özelleştirme gelirleri hariç kamu kesimi fazlasının Program dönemi sonunda aynı seviyede gerçekleşmesi öngörülmektedir. 2011 yılında yüzde 37,4 olarak gerçekleşeceği tahmin edilen genel devlet harcamalarının GSYH’ya oranının, 2014 yılında yüzde 36,5’e düşmesi beklenmektedir. 2011 yılında yüzde 33,9 olacağı tahmin edilen genel devlet faiz dışı harcamalarının GSYH’ya oranının, Program dönemi sonunda yüzde 33,2’ye gerilemesi beklenmektedir. 2011 yılında yüzde 36,1 olacağı tahmin edilen özelleştirme gelirleri hariç genel devlet gelirlerinin GSYH’ya oranının, 2014 yılında yüzde 35,4 olması beklenmektedir.
2011 yılında yüzde 27,3 olarak gerçekleşeceği tahmin edilen sosyal güvenlik primleri dahil vergi yükünün (vergi red ve iadeleri hariç) GSYH’ya oranının, 2012 ve 2013 yıllarında yüzde 27,1 olarak gerçekleşeceği ve Program dönemi sonunda yüzde 26,9 seviyesine gerileyeceği öngörülmektedir. GSYH’ya oran olarak, 2010 yılında yüzde 42,2 düzeyinde gerçekleşen AB tanımlı genel yönetim nominal borç stokunun 2011 yılında yüzde 39,8 düzeyine gerilemesi beklenmektedir. Söz konusu oranın düzenli bir azalma eğilimi göstererek, Program dönemi sonunda yüzde 32 düzeyinde gerçekleşmesi öngörülmektedir. Program döneminde özelleştirmeler sonrasında küçülen KİT sisteminin, 2011 yılında yüzde 0,2 olması tahmin edilen faiz dışı açığının GSYH’ya oranının Program dönemi sonunda kapanması beklenmektedir. Kaynak: K.B.
Yorumlar kapalı.