Türkiye İşgücü Piyasası
Geçmiş yıllarda Türkiye’nin en önemli sorunları sıralamasında, terör ve enflasyon ilk sıralarda yer almakta iken, son yıllarda işsizlik bir numaralı sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde 2000 yılı sonrasına bakıldığında, işsizlik oranının 2001 yılında yaşanan finansal kriz döneminde belirgin bir artış gösterdiği, 2002–2008 döneminde bu oranın dar bir aralıkta dalgalandığı görülmektedir. 2008 yılı sonundan itibaren ise yaşanan küresel finansal krizin etkisiyle işsizlik oranı tekrar hızlı bir yükseliş eğilimine girmiştir. Ülkemizde işgücüne katılım oranı, 2000 yılı sonrasında zaman içinde azalmıştır.
Bunun temel sebebi tarım sektöründe ortaya çıkan istihdam daralmasıdır. 2000 yılında işgücüne katılım oranı yüzde 49,9 iken tarım sektörünün toplam istihdamdan aldığı pay ise yüzde 36’dır. 2008 yılına gelindiğinde işgücüne katılım oranı yüzde 46,9’a gerilerken, tarım sektörünün toplam istihdamdan aldığı pay yüzde 24’e düşmüştür. 2009 yılı itibarıyla Türkiye’de erkeklerde işgücüne katılım oranı yüzde 70,7 düzeyinde gerçekleşmiş olup, bu oran yüzde 65,6 olan AB ortalamasının üzerindedir. Kadınlarda ise bu oran yüzde 25,0 düzeyinde gerçekleşerek, yüzde 50,3 olan AB ortalamasının oldukça altında kalmıştır. Bu doğrultuda, Hanehalkı İşgücü Araştırması 2010 Ekim dönemi sonuçları dikkate alındığında;
§ Kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 801 bin kişilik artış ile 71 milyon 574 bin kişiye,
§ Kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise geçen yılın aynı dönemine göre 855 bin kişi artarak, 52 milyon 788 bin kişiye ulaşmıştır.
§ AB genelinde yüzde70 düzeyinde olan işgücüne katılma oranı ülkemizde yüzde 49 olarak gerçekleşmiştir.
§ Erkeklerde işgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,4 puanlık azalışla yüzde 70,8; kadınlarda ise 0,9 puanlık artışla yüzde 28’e ulaşmıştır.
İşgücüne katılma oranı ve istihdam konusunda yapılan diğer tahmin ve tespitler;
§ 2007-2013 yıllarını kapsayan 9. Kalkınma Planı’nda işgücüne katılma oranının ortalama yüzde 49,8’e ulaşacağı, 2013 yılında ise yüzde 50,7’ye ulaşacağı tahmin edilmektedir.
§ 1950’lerden itibaren işgücüne katılma oranının azalma eğiliminde olmasının temelinde, tarım istihdamının azalması ve köyden kente göç olgusu yatmaktadır.
§ Kırdan kente göç sürecinde kırda işgücü içinde yer alan kadınlar kentte işgücü dışında görünmektedir.
§ Kentlerde işlerin belirli beceriler gerektirmesi, buna karşın kadınların eğitim düzeyinin düşüklüğü kadınlar için işgücü dışında kalmayı kalıcı hale getirmektedir.
§ Toplam işgücünün yüzde 17,4’ü 15-24 yaş grubundadır.
§ Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı; erkekler için yüzde 69,7, kadınlar için yüzde 24,1’dir.
§ Yükseköğretim mezunu erkeklerde yüzde 84,8 olan işgücüne katılma oranı, kadınlarda yüzde 71,6’dır.
§ İstihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 953 bin kişi artarak, 22 milyon 972 bin kişiye yükselmiştir.
§ Tarım sektöründe çalışan sayısı 353 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 600 bin kişi artmıştır.
§ İstihdam edilenlerin yüzde 25,7’si tarım, yüzde 19,6’sı sanayi, yüzde 6,6’sı inşaat, yüzde 48,1’i ise hizmetler sektöründedir.
§ İstihdam edilenlerin yüzde 71,5’i erkek, yüzde 59,2’si lise altı eğitimli ve yüzde 13,7’si ise ücretsiz aile işçisidir. Kaynak: İşkur
Yorumlar kapalı.