Cumartesi akşam itibariyle Patagonya’da çıkan olaylar sonucu ölenlerin sayısı 39’a yükselmişti. Şiddet, ilk başlardaki hızını yitirse de, yerel olarak Patagonya’nın doğu vilayetleriyle sınırlı olsa da azalarak devam ediyormuş. Sorumsuz ve fütursuzca yandaşlarına sokağa inin çağrısı yapan zevat, belki hatalarının farkına vararak belki de ağababalarından yedikleri fırçanın etkisiyle, kameraların karşısında ve kan ter içinde yapılanları tevil etmeye çalışıyor, bir yandan da olayların artık son bulmasını tavsiye ediyormuş. Ba’deharabul-Basra, iş işten geçtikten, ortalık savaş alanına döndükten, o kadar acılar yaşatıldıktan sonra pişman olsan ne yazar olmasan ne?
Bir de benim kafama takılan; o kadar can kaybı yaşanmış, o kadar devlet ve millet malına zarar verilmişken Patagonya’nın ana muhalefet lideri çıkıp, Patagonya Bayrağına ve ülkenin kurucu, ölümsüz, ilelebet liderinin taştan ve tunçtan heykellerine yapılan saldırıyı kınıyormuş. Bu saldırıları teşvik eden, halkı sokağa inmeye çağıran sorumsuz kasaba siyasetçisi de bu iki kutsala yapılan saldırıları kınayıp, bunların provakasyon amaçlı olduğunu söylüyormuş. Yani ölen onca insanın, yakılıp yıkılan dükkanların, araçların, okulların, hastanelerin, kütüphanelerin ve daha nice tahribata uğrayan şeylerin, özellikle de bozulması için uğraşılan kardeşliğin adını anan yokmuş bu cenahta.
Ülkenin başına örülmek istenen bu çorap, ilmek ilmek büyüdükçe birileri de bundan acayip zevk almaktaymış. Patagonyanın kendi başının çaresine bakan, kendi kendine yeten, bölgesinde ve dünyada lider ülke olmasından çekinen bu güruh; her ne kadar Patagonya halkından görünseler de aslında ipleri tamamen anglo-sakson ağababalarının elindeymiş. Onlar ne yana çekerlerse o yana gidip, ne yapmalarını isterlerse onu yapıyorlarmış. Uzun yıllar ülkenin başına bela olmuş terör, işsizlik, enflasyon, irtica paranoyası, din özgürlüğünün ve yaşam tarzlarının kısıtlanması gibi musibetler bertaraf edildikçe bu azgın azınlık iyice zıvanadan çıkıyormuş.
Hadi bu ülkenin siyasetçileri böyle de sanatçı tabir edilen, akıl ve kültür fukarası bazı insanımsıları çok mu farklıymış? Hiç de değil…BunlarPatagonya halkının dini değer ve yargılarına o kadar uzaklarmış ki, gündemde olan bir ibadetle, kafa kesen bir terör örgütü arasında bağ kurup, sadece dini vecibelerini yerine getirmek amacında olan insanları teröristlerle aynı kefeye koyuyorlarmış. Üstelik bu sanatçı geçinen insanlar, hiçbir şeyin farkında olmayan ve hala bunları adam yerine koyan dindar insanların paralarını çatır çatır yemekte de bir sakınca görmüyorlarmış. Aynı zamanda yıllar önce söylediği bir türküde Fadime’yi namaza çağıran kısmı, sırf anlayışına ters diye değiştirip namaza çağırılan Fadime’yi subaşına çağırmış bu kadın!
Allah Azze ve Celle’nin izniyle bu saldırılara muhatap olan Patagonya’nın dindar vatandaşları, elden geldiğince olgun davranmış, gerekli yerde karşı müdahaleleri yapsalar da iç savaş bekleyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmış. Yüzyıllara dayanan kardeşliği bozmak isteyenlere, kendilerinden görünüp de karşı tarafa oynayanlara, Marksist-leninist-ateist bir yapıya sahip bir oluşumun içinde dindar kimlikleriyle yer alıp, onları sanki şirin göstermek adına kırk takla atan eski İslamcılara ve liberallere de böylelikle aşina olmuş Patagonya’nın dindar ve vatansever insanları.
Bu dönemde bu insanlar bir konuyu daha iyi öğrenmişlerdir umarım. Aynı şey defalarca başlarına gelmiş olmasına rağmen, içinde bulundukları coğrafyadan ve mensup oldukları dini inanıştan dolayı devamlı ayrıştırılmalarına rağmen daha hala üzerlerine oynanan oyunu fark etmeyen varsa belki bu vesileyle bir kere daha kafasına dank etmiştir. Ortalıkta gezen yüzlerce yalan haberi, türlü dezenformasyonları boşa çıkaracak basirete, rehber edindikleri Kitaplarından gereken cevabı bulabilmişlerdir umarım. Ne diyor hepimizin VâredeniHucurat suresi 6. Ayette: “Ey iman edenler, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden bir fâsık, bir bozguncu, kötü niyetli bir âsi size, hükümetinize, emniyet güçlerinize, ordunuza önemli bir haber getirirse, doğruluğunu araştırın. Araştırmadan, ciddî, zarar verici tedbirler almaya kalkarsanız, bilmeden, yanlış bilgilendirme sonucu suçsuz bir kavme, bir topluluğa kötülük yapmış, hoş olmayan bir davranış sergilemiş olabilirsiniz. Sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz.”
Selam ve Dua ile…
Yorumlar kapalı.