Okumayan Toplum…
Okulların açılması yaklaştığından geçen yazımızın konusu gençler, özellikle okumayan gençlerdi. Okumak deyince, bizim en başta anladığımız okunacak Kitabın Kur’an-ı Kerim olduğunu, O’nu okumaktan kastedilenin de kuru kuruya bir okuma olmadığını, sindirerek, farkına vararak, anlayarak yapılan bir okuma olduğunu Kitab’ın kendisinden de örnekler vererek anlatmaya çalışmıştık.
Peki, okumayan sadece gençler mi? Tabi ki hayır. Başka bir yeri araştırmaya gerek yok, Tosya’mıza baksak yeter. Toplumun ilgisiz kesimini bir kenara bırakalım, üst kademelerde yönetici konumunda olanlardan öğretmen arkadaşlarımıza kadar, bir kere bile İlçe Halk Kütüphanesine uğramamış olanlar olduğunu, yetkili birisi olarak kesinlikle biliyorum. Kütüphanenin yerini bilmeyen, İlçede bir Halk Kütüphanesi olduğunu bile bilmeyen nice arkadaşlarımız vardır. 30 binin üzerinde kitaba, 22 bilgisayarlı ücretsiz bir internet kafeye sahip olan Kütüphanemiz, ne yazık ki önceki yıllarda yeterince tanıtılmamış, halkla ilişkiler açısından gerekli performansı gösterememiş olabilir. Ancak gerek konumu itibariyle gerekse binanın kullanım alanının büyüklüğü itibariyle gerçekten göz önünde olması, halkımızı okumaya ve araştırmaya davet etmekteki amacımızı ortaya koymakta.
Nadiren de olsa Kütüphanemiz Toplantı Salonunda yapılan ve İlçemizin daire amirlerinin katıldığı programlarda itiraf niteliğinde açıklamalara çokça şahit oluyoruz. Tosya’da bir Kütüphane olduğundan dahi habersiz yetkililerimizin olduğunu, Kütüphanede ücretsiz internet hizmeti verildiğini bilmeyenleri, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün güncel kitapları ve süreli yayınları devamlı bir şekilde gönderdiğini, Kütüphanemizin 2014 yılı itibariyle 89 adet aylık süreli yayına abone olup bunların takip edilebileceğini bilmeyenlerimizin düşündüğümüzden çok daha fazla olduğunu yakinen gördük.
İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte kitap okuma alışkanlığının azaldığı bir gerçek. Artık çocuklarımız aradıkları bir şeyi bulmak için ansiklopedi veya sözlük sayfalarını karıştırmak yerine, kendileri adına bu işi yapan arama motorlarına müracaat ediyorlar. Her gün okul çıkışında Kütüphanemizin internet salonu ödev ya da araştırma yapmak, nadiren de oyun oynayıp elektronik postalarına bakmak için gelen öğrencilerle doluyor. Ama üzülerek söylemeliyim ki ödünç kitap alıp vermek için gelenlerin sayısı her zaman azınlıkta. Buna bir de sorumsuzca davranarak ödünç aldıkları materyali zamanında iade etmeyenler de eklenince okuma ve kitap kültürümüz hakkında az çok fikir sahibi oluruz.
Üyelerimizin büyük çoğunluğu öğrenci, fakat üçte birine yakın kısmı da yetişkinlerden oluşmakta. Ancak söz konusu iade olunca yetişkinlerin, hele de devlet memuru olan bazı üyelerimizin öğrencilerden pek farkı olmadığını sitemle belirtmek isterim. Hemşerimiz olan ve bir süre Tosya’da daire amirliği yapan, ancak daha sonra başka bir yere tayin olan bir arkadaşımız bile, ödünç aldığı kitabı iki senedir her türlü aramamıza rağmen iade etmemiş ise gerisini siz düşünün.
Geçen sene sonu itibariyle gündeme gelen ve Kütüphanemizin de pilot kütüphaneler içinde yer aldığı Kütüphan-e Türkiye Projesi, Kütüphanelerin tanıtımı ve halkımızın düşüncelerini değiştirebilmek adına güzel bir çalışma olarak başladı. Dezavantajlı kesim olarak adlandırılan ev hanımları, esnaf, engelli ve işsiz vatandaşlarımızın kütüphane hizmetlerinden ve özellikle de bilgiye ulaşma konusunda internetten faydalanmalarını sağlamak üzere, tarafımızdan da çalışmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bu proje kapsamında Temmuz ayı içerisinde I. Dönem eğitimleri tamamlanmış, bugün itibariyle de II. Dönem katılımcılarımıza Katılım Belgelerini takdim ederek bu dönem Temel Bilgisayar Eğitimlerimizi de bitirmiş bulunmaktayız. Amacımız, şimdiye kadar haketmiş olduğu ilgiyi görememiş olan Kütüphanemizi, en azından bundan sonra bir cazibe merkezi haline getirebilmek. Personel açısından yetersiz olmakla birlikte, bizlerin elimizden gelenin en iyisini yapabilme gayreti içinde olduğumuzdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Gayret bizden, netice Allah Azze ve Celle’den. İnşallah bir dahaki yazımızda nasıl bir gençlik hayal ettiğimizden bahsedeceğiz. Selam ve Dua ile…
Okulların açılması yaklaştığından geçen yazımızın konusu gençler, özellikle okumayan gençlerdi. Okumak deyince, bizim en başta anladığımız okunacak Kitabın Kur’an-ı Kerim olduğunu, O’nu okumaktan kastedilenin de kuru kuruya bir okuma olmadığını, sindirerek, farkına vararak, anlayarak yapılan bir okuma olduğunu Kitab’ın kendisinden de örnekler vererek anlatmaya çalışmıştık.
Peki, okumayan sadece gençler mi? Tabi ki hayır. Başka bir yeri araştırmaya gerek yok, Tosya’mıza baksak yeter. Toplumun ilgisiz kesimini bir kenara bırakalım, üst kademelerde yönetici konumunda olanlardan öğretmen arkadaşlarımıza kadar, bir kere bile İlçe Halk Kütüphanesine uğramamış olanlar olduğunu, yetkili birisi olarak kesinlikle biliyorum. Kütüphanenin yerini bilmeyen, İlçede bir Halk Kütüphanesi olduğunu bile bilmeyen nice arkadaşlarımız vardır. 30 binin üzerinde kitaba, 22 bilgisayarlı ücretsiz bir internet kafeye sahip olan Kütüphanemiz, ne yazık ki önceki yıllarda yeterince tanıtılmamış, halkla ilişkiler açısından gerekli performansı gösterememiş olabilir. Ancak gerek konumu itibariyle gerekse binanın kullanım alanının büyüklüğü itibariyle gerçekten göz önünde olması, halkımızı okumaya ve araştırmaya davet etmekteki amacımızı ortaya koymakta.
Nadiren de olsa Kütüphanemiz Toplantı Salonunda yapılan ve İlçemizin daire amirlerinin katıldığı programlarda itiraf niteliğinde açıklamalara çokça şahit oluyoruz. Tosya’da bir Kütüphane olduğundan dahi habersiz yetkililerimizin olduğunu, Kütüphanede ücretsiz internet hizmeti verildiğini bilmeyenleri, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün güncel kitapları ve süreli yayınları devamlı bir şekilde gönderdiğini, Kütüphanemizin 2014 yılı itibariyle 89 adet aylık süreli yayına abone olup bunların takip edilebileceğini bilmeyenlerimizin düşündüğümüzden çok daha fazla olduğunu yakinen gördük.
İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte kitap okuma alışkanlığının azaldığı bir gerçek. Artık çocuklarımız aradıkları bir şeyi bulmak için ansiklopedi veya sözlük sayfalarını karıştırmak yerine, kendileri adına bu işi yapan arama motorlarına müracaat ediyorlar. Her gün okul çıkışında Kütüphanemizin internet salonu ödev ya da araştırma yapmak, nadiren de oyun oynayıp elektronik postalarına bakmak için gelen öğrencilerle doluyor. Ama üzülerek söylemeliyim ki ödünç kitap alıp vermek için gelenlerin sayısı her zaman azınlıkta. Buna bir de sorumsuzca davranarak ödünç aldıkları materyali zamanında iade etmeyenler de eklenince okuma ve kitap kültürümüz hakkında az çok fikir sahibi oluruz.
Üyelerimizin büyük çoğunluğu öğrenci, fakat üçte birine yakın kısmı da yetişkinlerden oluşmakta. Ancak söz konusu iade olunca yetişkinlerin, hele de devlet memuru olan bazı üyelerimizin öğrencilerden pek farkı olmadığını sitemle belirtmek isterim. Hemşerimiz olan ve bir süre Tosya’da daire amirliği yapan, ancak daha sonra başka bir yere tayin olan bir arkadaşımız bile, ödünç aldığı kitabı iki senedir her türlü aramamıza rağmen iade etmemiş ise gerisini siz düşünün.
Geçen sene sonu itibariyle gündeme gelen ve Kütüphanemizin de pilot kütüphaneler içinde yer aldığı Kütüphan-e Türkiye Projesi, Kütüphanelerin tanıtımı ve halkımızın düşüncelerini değiştirebilmek adına güzel bir çalışma olarak başladı. Dezavantajlı kesim olarak adlandırılan ev hanımları, esnaf, engelli ve işsiz vatandaşlarımızın kütüphane hizmetlerinden ve özellikle de bilgiye ulaşma konusunda internetten faydalanmalarını sağlamak üzere, tarafımızdan da çalışmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bu proje kapsamında Temmuz ayı içerisinde I. Dönem eğitimleri tamamlanmış, bugün itibariyle de II. Dönem katılımcılarımıza Katılım Belgelerini takdim ederek bu dönem Temel Bilgisayar Eğitimlerimizi de bitirmiş bulunmaktayız. Amacımız, şimdiye kadar haketmiş olduğu ilgiyi görememiş olan Kütüphanemizi, en azından bundan sonra bir cazibe merkezi haline getirebilmek. Personel açısından yetersiz olmakla birlikte, bizlerin elimizden gelenin en iyisini yapabilme gayreti içinde olduğumuzdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Gayret bizden, netice Allah Azze ve Celle’den. İnşallah bir dahaki yazımızda nasıl bir gençlik hayal ettiğimizden bahsedeceğiz. Selam ve Dua ile…
Yorumlar kapalı.