Ya Olduğun Gibi Görün, Ya Göründüğün Gibi Ol

Kendini ne olduğundan büyük, ne
de küçük görme, ve kimsenin seni olduğundan farklı değerlendirmesine izin
verme, ne isen o ol. Daima yalanla dolanla hareket eden, insanları kandırarak
onlardan çıkar elde etmeye çalışan, gerçek yüzünü gizleyip sahte davranışlarda
bulunan kimsenin lider olması beklenmediği gibi, gerçek bir insan olması da
beklenmez.

“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” öğüdü,
her durumda dürüst olunması gerektiğini vurgular. Nasıl ki insan iç dünyasını
dış görünüşüne, duygu ve düşüncelerini söz ve hareketlerine yansıtır; her zaman
samimi ve gerçekte olduğu gibi davranır, aklına ve vicdanına aykırı hareket
etmez, sahte sözlerden ve hileli tavırlardan uzak durur, tiyatro oyuncusu gibi
boyalı bir maskeye gerek duymaz, her durumda ve herkese karşı gerçek yüzünü
gösterir, mert ve yiğitçe kendisini ifade eder. İnsan böyle olur, böyle
davranırsa bu dürüstlüğü sayesinde insanların desteğini kazanır.

Mevlâna’nın Yedi Öğüdü, kişiye
gerçek insan olmanın yolunu gösterdiği, kılavuzluk ettiği gibi kişinin lider
olma yolunda (tırmanışında) uyması gereken kriterleri de gösteriyor aslında.
İnsana düşen, bu ölçüler çerçevesinde kendi düşünce dünyasını, davranışlarını
ve hayatını şekillendirmektir.

“Testi taştan korkar, ama o taş
çeşme oldu mu, testiler ona gelmeye can atar”, diyor Mevlâna. İnsan bu
öğütlerde vurgulanan vasıfları kuşanarak, adilikten kurtulup değer kazandığı
anda, herkes ona gelmeye, onu takip etmeye can atar. Tıpkı milyonların, bu Yedi
Öğüdün sahibini takip ettiği gibi.

Liderler, belli değerlere
tutunarak yüce hedefler uğruna yaşayan ve bu yönde insanlara önderlik eden
kişilerdir. Denebilir ki lideri lider yapan bu değerleri, amaçları ve bunlara
göre somutlaşmış yaşamıdır. Lider de bir insandır ve her insanda lider olma
potansiyeli vardır. Lider olmak için meydana çıkmışsan bu öğütlere uymalı, can
kulağıyla dinlemelidir ki insanlar peşinizden gelsin.

Millete efendilik olmaz.
Efendilik millete hizmetle ölçülür. Efendi değilseniz size “başkanım” deseler
ne yazar, “ağam” deseler ne yazar, “paşam” deseler ne yazar? Makamlar makamdakilere
yapışık değildir. Makamlara kişileri insanlar oturtur, insanlar indirir. Önemli
olan Makamın hakkını vermektir. Siz bulunduğunuz makamın hakkını verin de el
alemin lakırdılarını boşverin. Ama gece yastığa başınızı koyduğunuzda bir kez
daha düşünün olur mu? Hoşça kalın.